Kimi zaman sevinç,kimi zaman hüzün,kimi  zaman  zamansızlığın    telindeydim.
-Bazen gözyaşı   gölgecisiyim,   bazen   hüzün   algıcısı. Kendimde  değilim  sanırım.
-Sevilebilmek  dünyanın  en  büyük başarısı.  Sevmeyen  asla başarı olamaz.
Yılmaz Odabaşı:Aşkın kavgasını veremeyenler, hiçbir şeyin kavgasını veremezler; aşkın özgürlüğünü yaşamayan ve yaşatmayanlar ise, hiçbir özgürlüğü hak edemezler...
Yaşamayı  onduran    bir   olgunun   içinde  yaşanacaklarım var.
Ruhumu   konduran  kanatların   ayrıksı   hislerinde  kaldım.  Gölgesiz özlemler yaşadım. Yaşamak,  yüzdeki çizgilere   renk  katmaktır, 
bir tutam özlemi  sevdiğiyle yaşamaktır. Yaşamak  aşk gibi.
Oysa  senin    aba   telinde  çalındığım, alıntı  özlemler yaşadığım    gerçeklerin resminde   sustum.
Aragon’:“Mutlu aşkın yazılı tarihi yoktur,”  dizesinde  hesaplarım alt üst oldu.
Yaşadıklarımı   hangi  mutluluğa anlatacağım ki.Sen  hücremin    minimizelerinde  ürerken ben hangi  mutsuzluğun  mitoz   bölünmesini yaşayacağım.
-Daha da güzeli yaşanılacak  temellerinde  duruşmalarımı  erteleyen  hangi   düşün   gergefinde  kendime  gelmeyişi erteleyeceğim.  Ötelenmiş  özlemlerin   resim sergisinde    nemli gözlerin yoksa  hangi  çift  gözün  özünde    aşka    peynir ekmek olacağım  bilemedim yar.
Robert Brain’e göre aşk, bir içgüdü değil, kültürdür. Şimdi  kim doğru.
Oysa   yanılmış olmasın mı?  Aşk  hem içgüdü, hem  kültürün  çeşnisinden akan  içsel ,özsel, sevisel bir     yaşam  erinci değil midir? 
-İçimizdeki çocuğun  haz açlığının  karşı cinsle beslenme  içlenişi  değil midir? 
-Neden  birisini sevme ihtiyacı  duyarız ki?   Herkesin  yaşadığı ya da  hayal  ettiği bir aşkı var.
-İçgüdüsel değil mi  acep  bu   içimizdeki çocuğu  sevgi   sütüyle  emzirme     emareleri.
-Kültürle  ne alakası var  demeyin?  Aşk   kültürü    yok mu? 
Sosyal  bir   varlık değil miyiz?  Aşkın  yarattığı   hoşluğun,  boşluğun,  sosyal  katmanlarını saymakla biter mi?  Tarihi anıtlar, romanlar, taçsız eserler hep aşkla çıkmadı mı?   Büyük  savaşlar  dahil   bu  kavramın içinde değil midir? 
-Aşk, sosyalleşmenin  aynasında   kendi dengimizin denkleminde  bizi sunmuyor  mu?   Bütün  güzel mekanlarımız aşıkların barınağı  değil midir? 
-Biyolojik dürtülerini karşılamak isterken, ahlakın çizdiği sınırların dışına çıkamadan  yaşamayı denemenin  kendi çıkmazlarında yaşadığımız  psiko-sosyal  ikilemde ne kadar     ritüel  gerçeklerden uzak mı kalacağız yar.
-Onca biz olandan,  onsuzluğa   iliştirilmek    ne kadar doğru? 
-Paylaşamadığım  öznel  paydaların  seri sonu    numaralarında 
t’adamadığım  hangi  paydanın     işlemi olarak kalayım.
-Aşk  bir yerde kalmak mıdır? 
Varamadığım  varışların    vaveylası mıyım?   Bilemedim.
-Aşk   eşruhun   içgüdüsel   açlığa    karışmasıdır  yar.İçgüdülerin    sosyal   kültlerle  tanışmasıdır. İçsel bir arayıştan     sosyal  bir    kavrayışa  karışmaktır.
-İstemektir; ama  neyi istediğini bilmeden   hazların     salgınlığına yakalanmaktır.
-Açlıktır; ama  hangi açlığın    açısı olduğunu bilmeden üçgen  etrafında      ömür ölçmektir.
-Hissetmektir; ama     hissin   uğrunda    sisleri kapatan  gökler yaratmaktır.
-Aşk,  Yüce  yaratının insanın içine   bıraktığı sevgi   cevheridir,  tutku   hücresidir, özünden   sözüne,  karışık  demler yaşamaktır.
-Aşk, kendini aramaktır. En zayıf kendini bulup  karşındaki  cinsle yaşamaktır.
-Aşk  arayıştır; ama   arayışın      tesadüflerinde     kendinde olanı   başkasına sunmaktır.
-Ki sevgilim dilimin ucuna   bağlı cümleler var.Metafizik  gözlüklerini takmışlar  kavuşamadıklarımıza, yaşayamadıklarımıza,  söyleyemediklerimize.
Gelip de söyleyemediğim    kitap dolu sözlerim var.Gözlerinin  hızına  yetişen    bakışlarım var.Baykuşları kıskandıran      senli   gözlerim var, yalnız seni görmek için   bütün  görüşlerden     görüş derler.
-Karşılık alamadığım   karşılıksız kalan karşılarım var.  
-Aklımın ucundan  geçip sensizliğin ucuna  takılı   takıntılarım var.
Varlarım var  sevgili.
*Aklımdan  kalanlarını  kemiren    hissettiremediklerim var. 
-Hiç gerçekleştiremediğim   gereğenlerin     kırkayağı  gibi  ayaklarım  var , ayak basmadığım nadas sevdalarımda.
-Bende aşkın bütün   versiyonları var. Bir  porsiyon  yiyip      giderek    uzaklarımla doyamazsın yar.
-Gerçekleştiremeyeceğim    hayallerin   şehidiyim.Öldüm   uğruna; ama  biliyorsun şehitler  ölmez. Aşk  vatanını her  dem koruyorum  sevgili.
-Duyulası,görülesi, sevilesi,yaşanılası,anlatılası,  bekleyesi, isteyesi, 
Üzülesi   umutların       yücelen bayrağım.Hilal   de  aşk  yüzün.Yıldız da  bir günler,  son günler,  elbetlerdir  yar.
-Aşk,meğer vatanmış  sevgili
İkimiz adına, ikimiz yadına, ikimiz    çağına, ikimiz, bağrına    yaşanılası, hayatlar    sundum.
*Aşk  gözünü kırpmadan gelmektir  yar.
Kayıt Tarihi : 21.2.2012 23:22:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!