Elveda dediğim o son akşamdan yadigâr
Şimdi bir esmer ağrı kaldı gönül ucumda
Hiçbir şey değişmedi, hiç unutulmadın yâr
Yüreğin kıpır kıpır, hâlâ sağ avucumda
Seni ilk gördüğüm o, efsun dolu ilk anı
Ulu bir minarenin sırlı burcuna astım
Sırçadan yüreğimde billurlaşan zamanı
Gül yaprağına sarıp öksüz bağrıma bastım
Bilir misin vakitler, bizde gördü her şeyi
Meğer eski aşkların mısraları yalanmış
Onlar tanımamışlar, sevda denen neşeyi
Hülyaları yalancı, duyguları talanmış
Beraberce düşledik bütün o masalları
Büyülü bir şiirdik okundukça haz olduk
Hikâyemizden sildik çıkmayacak falları
Sükut eden kalplerde içli bir niyaz olduk
Kalbim hep şuracıkta, gözlerim uzaklarda
Kızıl bir akşamüstü akıp gittin elimden
Sevdaya nazar eden uğursuz tuzaklarda
Bir tek senin tarifin dökülmüştü dilimden
Sen gittin ben eridim, bir gün gülmedi yüzüm
Sen gittin ya saatler, dakikalar yakıldı
Çarmıhlara gerdiler, yüksünmedim can özüm
Yüreğin, yüreğime çivi diye çakıldı
Şimdi köhne bir umut almış senin yerini
Umut işte neylersin nefes için bahane
Sevda benim neyime, gel gör şaheserini
Bu aşk-ı şahanenin yakışı da şahane.
Kayıt Tarihi : 17.10.2019 16:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hani demişti ya kalemi kıran "zaman geçer ay geçer yıl geçer, beş yıl, beş ay, beş dakika..." Şimdilerde akrebi durgundur saatlerin Hükmü de yoktur artık tutulmayan vaatlerin Hoş bir anı tutuklayan salise firar etmiş zamandan, asılmış gök kubbeye meftun o minareye

beğeni ile okudum
TÜM YORUMLAR (3)