Ey bana cenneti gösterip cehennemde yakan,
Nasip gayrete aşıksa nedir gözünden akan.
Âşık’tır geri gelmez yâre özlem ile bakan,
Bize âşkın gerektir, bize Şah’dan pare gerek.
Ey canım candan alıp geri cana bırakan yâr.
Ceylan gözünü görende gönlüm gönlüne kayar.
Âşıkla Mâşuku görür de anlayamaz ağyar,
Bize sözün gerektir, bize Yâr’dan pare gerek.
Ey nuru güneşi döndüren, durup viran eden,
Sözünün özünü batınından alman da neden.
Yaradırım gâhi özlem ile yakan bir beden,
Bize iman gerektir, bize kordan pare gerek.
Ey ki ol deyince olan gönlü dolduran sözüm,
Bir tek yâre işleyemez olmuş sevdalı özüm.
Ben ki kendi ataşına yanmış âşık bir közüm.
Bize ataş gerektir, bize hardan pare gerek.
Ey bu cihanda âmâ ve ahraz olmuş divane.
Olmak isterim bu gönlünde bir garip mihmane.
Yakar beni bu hudut, geçer isen ol virane.
Bize sabır gerektir, bize yoldan pare gerek.
Ey Leyla yoluna Mevla’yı unutan fani kul.
O Leyla imiş senin Hakka varman için okul.
Âşık Şah-ı Kebir der ki pişmanlığına sokul.
Bize ekber gerektir, bize ondan pare gerek.
Âşık Şah-ı Kebir
Kayıt Tarihi : 27.7.2025 23:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!