Bir zamanlar ben vardım,
Bir de senin adını bilmeden sevdiğim bir öz.
Ne yüzün vardı o vakit, ne sesin,
Yalnızca varlığının yankısı dolanırdı içimde —
Tıpkı evrenin ilk nefesi gibi.
Zamanın kapıları açılmadan önce
Bir kıvılcımdık biz,
Birbirini arayan iki anlam,
Bir varlık sorusunun cevabında gizlenen iki sessizlik.
Sonsuzluğun nabzında atan bir “birlik”tik,
Sonra düştük dünyaya,
Unutmanın karanlığına sarındık,
Ve adını aşk koyduk hatırlayamadığımız o özleme.
Ben seni aradım taşlarda,
Sen beni rüzgârda buldun.
Aynı kelimenin iki hecesiydik biz,
Birbirini tamamlayan iki yarım dua.
Bazen bir bakışta,
Bazen bir sükûnette tanıdım seni.
Tanrı bile sustu o an —
Çünkü aşk, söylenemeyen bir ilahidir.
Gözlerinde bir sonsuzluk vardı;
Ne başlangıcı vardı ne bitişi,
Yalnızca varoluşun kendisi.
Sanki ben, seni severek
Kendimi hatırlıyordum yeniden.
Bir gün sormuştun fısıltıyla:
“Bizi kim ayırdı?”
Ben de demiştim:
“Biz, bir olmanın acısına dayanamadık.”
Aşk —
Bir yanıyla unutuş,
Bir yanıyla hatırlayış.
Bir yanıyla Tanrı’ya dokunmak,
Bir yanıyla kendinde yanmak.
Seninle konuşurken kelimeler fazlaydı,
Çünkü gözlerin başka bir dili bilirdi.
O dilde yalnızca titreşim vardı,
Kâinatın ilk “evet” deyişi gibi saf bir anlam.
Belki de aşk,
Bir bedenin değil, bir varlığın yankısıdır.
Ve belki her sevdada,
Tanrı kendi suretine yeniden bakar.
Artık biliyorum:
Seni sevmek, seni aramak değil,
Sende kendimi hatırlamakmış.
Ve her vuslat,
Yokluğa doğru bir dönüşmüş aslında.
Şimdi rüzgârın omzunda adın fısıldanır,
Ben susarım, çünkü bilirim:
Aşk konuşulmaz.
Aşk —
Varlığın kendi sessizliğinde attığı kalptir.
Ve o sessizlikte,
Hâlâ sen varsın.
Hâlâ ben.
Hâlâ Bir.
Sinan Bayram
Sinan BayramKayıt Tarihi : 4.12.2025 19:35:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!