Düşünüşlerimin yankı tepesindeyim, güneş yüreğime, rüzgâr alnıma sokuluyor
Talanlanmış ruhumun kelepçesinde bir kadının eli, öpüşüyle kahrımı sıvazlıyor
Nicedir aşkın sırlarını çalıyorlar gövdemden, aynalarda çürümüş buğday başağı
Herkeslerden gizlediğim tanımsız bir korku aşk, gizledikçe beni sevdaya ışınlıyor
Narayla dövülen o yaşam kılıcımın kabzasına aşkı işlettim yüreğimin sultanına, saraylarımda özgür salınışlarla dolaşsın diye. Masalları gerçekle değiş tokuş etmiş ben uykudayken, sedef gülüşlerinin damarlarından mutluluğu sağayım diye. Ömürler büyütmüş dizlerinde ikimize, soylu ninnilerin saf labirentlerinde yolumu yitirmeyeyim diye. Dünlerin kurak iklimlerini rüzgâra sermiş sonra ruhumun asma köprülerinden geçerek sevdanın cennetinde sonsuza dek sevişelim diye.
Evvelce biz bu tenhalarda
Ziyade gülüşürdük
Pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
Ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
Zamanlar değişti