Demirlemişim sanki,
aşina bir limana,
Dingin bir deniz,
bir yanımda,
Azgın dalgalar,
bir yanımda...
Belki de bu,
en tanıdık limandı,
Seçemiyorum ama ben ufkumu...
*
Yitirmedim mi zaten,
hep bu yüzden?
Avucumdaki tüm kesinliklerin,
belirsizliğe evrilişini,
seyretmedim mi sessizce?
Olsalar bile en sonunda,
zifiri birer gece,
Barıştırmadım mı aydınlığıyla,
yoldaki gölgeleri?
Karanlıklarıydı zaten,
onları değerli kılan.
*
Ve ilk defa,
ihanet ettim mantığıma...
Ne de büyük,
bir sadakatmiş bu ihanet!
Koca bir kalkanı,
tutarken aklımda,
Fırlatmak gibi,
hiç düşünmeden kalbimi...
*
Yıllardır ruhumun zindanında,
öylesine tutsak,
öylesine habersiz,
bekleyip duruyormuşum,
oymuş kefaretim...
Ne kadar da başka,
her şey onunla...
Manası değişik,
her şeyin,
Karışırken nefesim,
onun soluğuna...
Sükutun bilgeliği,
anlaşılır ona susarken...
Onunla buharlaşır,
damlayan her keder.
*
Hiçe saymak,
başka dünyaları,
Kolay onun evreninde,
seyretmek,
anlamak...
Boğulup gözlerinin girdabında,
en önemlisi,
değer görmek...
Kabullenemesem de,
bir türlü.
*
Unutup yerçekimini,
gezerken onun çölünde,
Bir serap gibi,
dertleri görmek,
Terk etmek,
hatta hiçliğe...
*
Ve tutulmak,
dizginsizce,
nefessizce.
Şaşırmak hatta,
böylesine her şeyin,
griden gökkuşağına dönmesine...
Her şeyin,
bu kadar pürüzsüz akmasına.
*
Bu zamana kadar kader,
doluyken engellerle,
her taşın,
yerine oturmasına şaşırmak...
Ve dolayısıyla ürkmek,
her şeyin,
bir cam fanus olmasından,
Bir hayal olmaktan ürkmek,
bir de umursamamak...
*
Bir bakışından çekindiğim,
savaşlardan, afetlerden,
Yaradandan başka,
kimseden çekinmemek...
Duyumsamasam da,
sağır olduğumu,
bugüne kadar,
İdrak ettim,
kör olduğumu,
bugüne kadar...
Uzatıp ruhumu kolayca,
tek bir çiçeği için,
kaktüsün iğnesine,
ve ıslanmak...
*
Hüzne sebep varken,
gök kubbe kadar,
Sadece ıslanmak,
göğün mavisinde...
Göz pınarlarımı,
umutsuzluğa değil de,
Neşesine akıtmak,
umutların coşkusunun...
*
Neşelenmek, en önemlisi,
bunca vakit sonra,
tüm benliğimle,
Neşelenmek,
ruhumun aydınlığı eşliğinde...
Bunca zıtlık varken,
ahenge gülümsemek...
Yok olmak,
onunla beraber,
onun kollarında,
Yok olmak,
varlığında,
bakışlarında...
*
Başka bir perdesindeyim,
artık varoluşun,
En aydınlık köşesi,
kainatın bu sahne!
Uyanmış gibiyim,
derin bir uykudan,
Yeni yeni hissediyorum,
dokunduklarımı,
Yeni yeni tadıyorum,
tattıklarımı,
Hissediyorum,
iliklerime kadar hissediyorum!
Ne var ki,
bundan da ötesi?
Kayıt Tarihi : 4.7.2025 22:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!