Aşığın Ruhu Şiiri - Elbeyi Eyyuboğlu

Elbeyi Eyyuboğlu
9

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Aşığın Ruhu

Aşığın Ruhu

Ne güzel başlamıştı oysa!
+Ey aşık demişti, Leyla… neyin varsa getir!
-A, ay yüzlüm nem var ki senden başka, suyum çekildi, hem kurudu kuyum, kanım kalmadı ciğerimde, ne gece gözümde uykum!
Bir canım var, halsiz ve cılız… öl de öleyim, her dileğin veciz!

Güldü Leyla Mecnun’un haline… pek aldırmadı aşığın ahvaline! İstersem, dedi, alırım zaten canını!
Söyle başka neyin var? Harcama zamanımı…
Düşündü Mecnun, pek iç açıcı değildi hali…
Geldi aklına, yakasında ki iğnesi…

-aha, dedi… işte yaka iğnem, çölde, ovada, dağda, kırda gezinirken senin hayalinde sinem!
Batınca habersiz, diken vesaire. Yardımıma koşar işte bu iğne!

Yine güldü Leyla, bu sefer daha alaycı…
+bre yiğit, hiç hisseder mi aşık olan acı?
Dursun bağrında diken, seviyorsun madem gülü!
Ama böyle davranırsan, ikna edemezsin bile sümbülü…

Aktı vakit, döndü devran, yandı Mecnun’un yüreği,
sızlanmasına yetişti yolcu bir gönül ehli…

Acıdı haline, aşina oldu muradına…
Sordu, aşkından kıvranan Mecnun’a;
“Hani sevdiceğin. Nerede Leyla?”
Mecnun sendeler, tökezler Leylasını duyunca…
Yıkılır baş aşağı, gözleri boşlukta!
Mırıldanır gözü yaşlı… yanık bir sesle,

Bir kere daha Leyla de hele…
Leyla derim sadece, hiç başka cevap olur mu?
Leyladır işte, başka tarif beklemen beyhude…
En değerli inciler, yakutlar, elmastan pırlantalar heder edilse…
Hiç kıymeti olur mu yanında, sorduğun Leyla ise?
Gün doğar, Leyladır aydınlatan dünyamı,
gece karanlığı çöker Leyladır parlatan gökyüzümü…
Yağmur yağar, Leyladır dökülen rahmet,
soğukta ısıtır Leylam, sıcakta serinletir…
Aşk odum, hevesim, hayatım, nefesim..
Ömrümün hem başı hem sonu…
Nasıl tarif etsem doğru anlatamam onu!
Yediğim, içtiğim, soluduğumdur Leyla.

Söze girer gönül ehli, dayanamaz bu meczuba!

Mecnun ki ‘La ilahe illa’ der idi!
Teklif-i visal eyleseler ‘lâ’ der idi…
Şol mertebe meftun idi Leylasına kim,
Mevla diyecek mahalde Leyla der idi…

Gönül ehlinin manzumesi hırpaladı zihnini Mecnun’un…
Kalktı yattığı yerden bir hışımla…
Gözü ufukta, kulağı ufukta!
Deli divane olmuş gibi, feryad-ı figanda!
Gaybdan haber almış gibi, açtı semaya ellerini;

Hamd olsun yâ Rabbi, öldü Leyla, sarıldı toprağa..
Hamd olsun, hamd olsun yüz binlerce defa…

A akılsız dedi gönül ehli…
“İnsan sevinir mi sevdiceğinin ölümüne?”

Sevinir ya dedi Mecnun, Sevinir!
Toprağa varmış işte, ele varacağına…
Nasıl sevinmem, kavuşmak kaldı ukbaya!

Bitti sözü, söndü gözünün feri… düştü ansızın toprağa.
Ne sesi çıktı, ne soluğu, yitip gitti sevdiceğinin uğruna.
Çok dualar okunur böyle bir aşığın ruhuna!

Elbeyi Eyyuboğlu
Kayıt Tarihi : 13.4.2025 10:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!