Merhaba fulya beyazı.
Gecelerimi aydınlatan
ışık hüzmesi, merhaba.
Bütün gece gözümü aldı durdu...
Senden düşmüş olsa gerek
bu yıldız kırıntısı.
Senden kalan her şey burada,
kaburgamın altında.
Baştan başa senden mürekkep
bir dünya döner başımda.
Şimdi sen,
yeni doğan bu günün sıcaklığıyla gelsen.
Uzansan yüreğimin kızıl çayırlarına.
Sevdayla tanışsa çocukları ömrümün.
Aşka yürüse, sevgiye mühürlü yürekler.
Gülücüğünden yeni bir renk eklense gökkuşağına.
Merhaba fulya beyazı, merhaba.
Mayıs yaza açtı perdelerini.
Karanfiller çiğlendi.
Depreşti görmelerim.
Aynalarda ışığı,
şiirlerde sözü nasıl da besler
o tatlı, güzel yüzün.
Nasıl da sığınır her çiçek
saçlarının gölgesine,
içine alırcasına...
Nasıl da davetkâr çiçekler
her rengine,
her haline nasıls da vugun
sevda serüvencileri...
Ne yazık ki
ölüyor aşklar,
sevdalarla yoğrulmadıkça.
Kuruyor yapraklar,
gözlerinde durmadıkça.
Tek tek soluyor mavilikleri dünyanın.
Sen bana böyle alıngan,
sen benden böyle kopuk,
sen bana böyle küs durdukça.
---
Dilersen bu şiiri "İç Sesler Defteri"ne de ekleyebiliriz.
Salim Diyap
Kayıt Tarihi : 18.12.2008 22:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)