ANTALYA ŞİİRLERİ

Fakir yoksul demeden,
Güçlü güçsüz demeden,
Komplekse kapılmadan;
Genci, yaşlısı yarıştık
Kurtuluş için savaştık.
Sınırlarımızı çizdik,
Bayrağımızı dalgalandırdık,
..

Zalim felek düş yakamdan,
Can derdine düşmüşüm ben.
Sevdalar bitirdi beni,
Aşk odunda pişmişim ben.

Acılar unutulmuyor,
Yüreğim avutulmuyor,
..

Seninle bir olmak, birarada olmak,
Sana haykırış bir sevda resmi çizmek saadetiyle
. yırtılıyorum duvarlara
Düzenli bir hayatın
Kırık resminde birleşebilme umudum
Hiç kaybolmadı,
Bu yürek hiç susmayacak
..

Kısmetse seneye
yeni bir program yapacağım
Antalya sahillerine
Tatile çıkacağım
Han, piyangodanmı Lotodan mı
Yüklü para çıkacak ya
Borç harç birşey kalmayacak
..

Gürkani’nin sazı ile,
Selimi’nin sözü ile,
Antalya’nın yazı ile,
Ne güzel muhabbet oldu.

Hüseyin Balım da hatlı,
Erdinç Mutlu ne de tatlı,
..

Çok az kaldık sevgisine sadık kalan,
Çok az kaldık aşk ile tutuklanıp bağlanan.
Her kim iltifat değerinde sevse birini,
Aşk diyorlar hemen adına! ?
Ne pahasına olursa olsun, çok az kaldık !
Bir çift gözden kıvılcım alıp,
Sonsuza dek yanmaya gönüllü olan...
..

kırılan kanatlarım kemikleşmiş
tuzdan...........
kanayan çıplak ayaklarımın
acısı.......................
yakamozlarda
gülümsemekte.................
bir dolunay daha şahitliğimi yaptı
..

Duyuyormusun
Dökemediğim
Gösteremediğim
Gizleyemediğim
Aşkımın gözyaşlarını
Doğanın dili
Sesi anlatıyor beni
..

SİVRİ DİLİM

Hakka hizmet eden dilim yüzünden
Ben baştan razıyım ağrısın başım
Kendini düşünsün makamı seven
Şahsımın önemi yok arkadaşım

..

Hangi gecenin sabahıydı o sabah,
İçimde kırılmış lığın o tuhaf tadı,
Issız odaların yüzüme çarpan soğukluğu,
Duvarlardaki resimlerde kaybolmuş yüzler,
Sağa sola atılmış kirli çamaşırlar,

Hangi gecenin sabahıydı o sabah,
..

Zaten, hayatın kendisi bir özgürsüzlük!
Âzrâilin yaptığı tamamen yüzsüzlük! ?
Yaşayan var mı ki öldürüyorsun?
Şu asık suratımı durduk yerde, nedensizce güldürüyorsun...


05.08.2006 /ANTALYA
..

Vatan hainini besleyen devlet
Türkiye’den başka var mı acaba
Düşmanı bağrına basan bir millet
Geçmişe yarına yar mı acaba

Yıkmak isteyeni besler büyütür
Kin kusan caniyi vatandaş görür
..

Davetim var birliğe, kardeşliğe
Dostluğa, barışa koşalım
Biz böyle değilmiydik eskiden
Böyle kurtarmadıkmı vatanı

Türkü, Kürtü, Lazı Avşarı
Sünni, Şii, Alevisi
..

Rüzgârlar savuruyor bedenimi
En uzak iklimlere
Yıllanmış bir şişe şarap
Hüznünü yansıtıyor yılgın anıların
Alnıma düşen bir damla ıslaklık
Nihavent bir aşkın ilk notası sanki
Kendine esir olmuş
..

Goncalar gül mü olmuş?
Bende niye arzu yok...
Hiçbirşeyi neden göremiyorum
Sönmüş yüreğimin o harlı ateşi...

Ondan bana kalan acı hatıralar
Am yine de onu yaşarım
..

Acıları güle daldırır da söyler
Çoğaltır Akdeniz’i şiirleri
Kederleri sevdayla nakışlar

İteler de dalgaları usulca
Okuya okuya Nazım’dan
Geçer hüzünle Kadınyarı köprüsünden
..

Kaçma ne olur
Bu fırtına bu kasırga
Sensizliğin sesi
Kaçma ne olur
Sensizlikten sensizliğe
Kaçma
Bir damla, sadece bir damla
..

Gitmek yok
Gidenin ardından
Ölmek yok
Ölenin ardından
Yaşatmalı anıları
Acı tatlı
Kah gülüp kah ağlamalı
..

Bilirmiydim
tutsakken karanlıklara yüreğim
şafaklara hasret gözlerim
kulağım,umudu kırık dalganın tınısında
İki tel
parmaklık arasında
İnce sızılara gebeyim.
..

Sılamsın.... Ela gözlerine kavuşamadığım
Tenin tenimde doyamadığım
Dudak dudağa kanamadığım
Çarpan yüreğini avuçlayamadığım.

Sılamsın.... El ele sırt sırta omuz omuza
Sıcacık yatağında koyun koyuna
..