Gönül defterime yazdım adını.
Unutmak kolay mı bil anneciğim
Bal ile şekerden süzdüm tadını.
Özlemin içimde yol anneciğim.
Umutlarım bir bir yele dönerken.
Ufukta güneşin rengi sönerken.
..
Gökyüzünden yıldızları toplasan,
Tüm dağları un ufak edip, dümdüz yapsan.
Patlayan volkanları, sustursan bile,
Annenin bir bakışına, eş değer olmaz.
Sevginin her ritminde, emeği vardır,
..
Annem anneler günün kutlu olsun
Ellerinden öperim annem
Bu sabah uyandığımda
Gözlerim seni çok aradı
Bugün on mayıs anneler günü
Ellerinden öperim
..
Mardin Kızıl tepede bulunur, bilge köyü
Yapılan vahşetlerle oldu, cehalet köyü
Mitinglerin yapıldığı yerdir, kadı köyü
Ülkemin vitrinidir ve güzeldir, Bakır köyü
Bilge köyünde, kır dört kişi katledildi
İnsanlıktan nasibi olmayanlar, sergilendi
..
Cevir kibleye cevirsen yönü,
Normalda her zaman anneler günü.
Ne oluyor bize unutma dünü,
Tutunacak koldur daldir Anneler.
Ana gibi yar,vatan gibi diyar,
Tabi arar yavrusun diyar diyar.
..
Bu kokuşmuş uygarlığın
kokuşmuş-kemirici sektörlerinin
daha da kokuşmaları ve büyümeleri,
insanlığın en ücra köşelerine kadar
o iğrenç leş kokularını sindirmeleri ve
bütün kitleleri daha doğduklarından itibaren
avuçları içine alıp, ele geçirmeleri için
..
Ne annem var ne kızım
Bugün Anneler Günü
Ne eşim var ne yâr
Geçen gün Sevgililer Günü
Ne babam var ne oğlum
Yarından sonra Babalar Günü
..
ANNELER GÜNÜ BİR ÖMÜR OLMALIDIR...
Saygıdeğer gönül dostları: Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Anneler günü bir ömür olmalı ve kutlanmalı diyorum. Benim bu duygu yüklü düşüncemi benimseyen İnşallah yüzde doksanların üzerindedir. Çünkü anneler gününü yılda bir hatırlamak yetersiz olur. Bir kaç gün ve ay veya yıl da bizlerin onlara olan sevgisini de kanıtlamış olamaz, hakkını ödeyemeyiz.
Dünya genelinde annelerimizin hatırlanması bile onur vericidir. İstenmeyen,
beklenmeyen nice acı olaylara da onlar şahit oluyor. Savaş ortamında veya barış ortamında bile rencide ediliyorlar, hatta özveriyle besleyip büyüttükleri çocuklarını bile gözleri önünde işkence edip katliam yapıyorlar. Annelerin her zaman her yerde baş tacı yapılması gerektiğini düşünüyorum.
..
Bir arkadaşım ara sıra, genç bir adamın vaktiyle bir barda beceriksizce bana takılırken söylediği o cümleyi hatırlatır: “Siz bu coğrafyadan değilsiniz galiba” demişti. Şaka yapmıyordu. Mizahı ciddiyetinde saklı olan gergin tonu hoşumuza gitmişti, epey gülmüştük. O garip adam elbette fiziksel özelliklerimi kastetmişti. Gerçekten ruhen de kendimi çoğu zaman ‘bu coğrafyaya’ ait hissetmiyordum. Ve aynı zamanda fena halde buraya aittim. Bu çelişkili aidiyet hissi, sadece yüz yıllardır farklı kültürlerden bu topraklara süzülen gelenekle, alışkanlıklarla beslenirken doğduğumuz yere ‘yabancılaşmakla’ ilgili değil. Yaşanan her yeni trajediyle birlikte biraz daha eksiliyor, insan olmaktan utanıyor, aşağılanıyor, eziliyor, küçülüyor ve nihayetinde tuhaf bir umursamazlıkla yaşadıklarımızı sıradanlaştırıyoruz. Tartışmaları ve yankıları en fazla bir hafta süren her korkunç hadisenin sonunda “Biz buraya aidiz ve bu ülkenin hakikati de bu” diyoruz. Ve daha biz o cümleyi tamamlamadan hayat kötülüğün, çaresizliğin başka bir yüzünü gösteriyor. Bu sistemin insanı uyuşturan zehrine o kadar alışmışız ki başka türlü bir hayatın mümkün olmadığına inanıyoruz sanki.
Vahşetin, şiddetin, zulmün o keskin dili neredeyse ruhumuzun hiç iyileşmeyecek olan sakat bir parçası oldu. Bugün bu ülkede doğup otuz yaşına yaklaşmakta olan gençler doğdukları günden beri hiç dinmeyen kanlı bir savaşa tanıklık ederek büyüdüler. Farkındaysanız, bu soğuk cümlede sadece ‘savaştan’ bahsediyorum. İçinde darbeler, işkenceler, derin devlet eliyle taammüden yaratılan terör bile yok.
PAZAR GÜNLERİ NE YAZARLAR?
Günlerdir televizyonlarda, gazetelerde ‘son katliamı’ tartışanları kesif bir umutsuzlukla izlerken hep aynı soruları soruyorum kendime. İnsanı kendisine, hayata yabancılaştıran, insani değerleri unutturan şartları nasıl görmezden gelebiliyoruz? Nasıl oluyor da hadiseler ne kadar yıkıcı olursa olsun saf bir iyimserlikle devam edebiliyoruz hayata? O aldatıcı gücün kaynağı ne?
..
Bir kış akşamı koparken tufan,
Bir erkek evlat verdi Rahman.
Atası Oğuz’un soyundan
Babası koydu adını Gökhan.
Adı ne fark eder ki,
Ha Gökhan ha Erhan.
Her şeyden önde gelir vatan.
..
Gülen gözlerinde hayat bulduğum
Yavrum dedikce sarılıp öptüğüm
Pamuk elerlinle saçlarımı okşayanım
Aldı seni benden topraklar
Ben sarılmadım sana sarılan topraklar kadar
Ben büyümedim üzerinde açan çiçekler kadar
..
Bugün anneler günü
Ve ben yalnızım sensizim anne
Şimdi kime gidip elini öpeyim
Aldığım hediyeyi vereyim
Sabah babamla konuştuk annene bir
Çiçek al ve başucuna bırak seni görüp unutmadığını anlasın
Sonra bir mektup yaz anne ve başında oku dedi
..
Annedir şefkat ocağı
Cennet Bahçesidir kucağı
Hiç bitmesin onun sıcağı
Geçip gitmesin çocukluk çağı
Büyüsen de çocuksun hep gözünde
Binbir nasihat bulunur her sözünde
..
Bu gün Anneler Günü ve sen yanımda değilsin
Bilsen seni ne kadar özledim canımın içi Annem
Başımı okşamanı yanağımdan öpmeni tesellini
Göz yaşlarımı silmeni özledim canımın içi Annem
Baharlar gelsede sensiz kışlarım bitmiyor ki benim
Seninle gelen baharlarımı özledim canımın içi Annem
..
Avuçlarımdan
Dökülüp giderken zaman
Sessizce
Bakışın kaldı gözlerimde
Konuşamadan.
Oysa
..
Sen gittiğin günden beri
Oğlunu bir görsen anne
Rengi soldu buz gibi teni
Ne olur tekrar gelsen anne
Gene beni yanına çağırsan
Burda olsan da kızıp bağırsan
..
“ÖZEL EMANET”
Kapitalist batı,senenin 365 gününü parsellemiş ve her günden bir değil, bir çok çıkar elde etmek için akla hayale gelmez “anma günleri” icat etmiştir.Her anma bir hediye,her hediye bir para kazanma yolu demek.Hediyesiz anma günleri de yine düzenleyenlere birer rant kapısı aralamakta.
Hani bir söz vardır “Bir koyundan, bir post çıkar” diye.Hayır efendim bir koyundan bir post değil,birkaç postu çıkarmayı başarmışlardır.Nede olsa “KOYUN”! Ne dersen,ne yaparsan ağzını açmaz, melûl-melûl bakar, hak verircesine “melerrr “durur.
Şöyle ki; 365 günün her gününü ayrı ayrı “önemli ve de kayda” değer gün ilan ettikleri gibi; Anneler günü,babalar günü,sevgililer günü, kadınlar günü,….Allah’ın günlerimi biter? Her Allah’ın günü bir “özel gün”. Bu “birinci posttur”
Senenin aynı günlerini bir kez de haftalara ayırıp “ikinci postu” çıkarırlar. Engelliler Haftası,Orman Haftası,Şehitler Haftası,…….Haftası,Haftası.
Bitti sanmayın!
Bir de tüm yılı hasrettikleri anmaları vardır ki,bu da “üçüncü posttur”
..
Anneler var bu gün;
Göğsüne başını koyup,
Bir çiçek gibi koklanası.
Anneler var bu gün;
Sende bir günde olsa,
O şefkatli elleri öpülesi.
..
Mayıs ın sekizinde değil
Çiçeklerle değil
Hediyelerle değil
Değil anacığım değil
Ben seni hergün
Yüreğimle seviyorum
Tıpkı senin gibi
..
Bugün yine çok yalnızım
Sanki etrafımda kimsecikler yok
Bir de hasret sarmış her yanımı
Birden aklıma sen geldin
Sana sığındım canım annem
Gör ki bu oğlun gurbet elde ne eyler
Sensiz geçen her günü onu deleyler
..