anıları olmayanlar bilmezler,
zaman içinde yaşanmış bir öyküsünün olabileceğini..
her anı farklı öyküler barındırsa da içinde
su misali akıp giden saatler karışmaz geçmişe, geleceğe...
bu anılar çocukluğumuzu anlatır bizlere
an gelir çocuk olmayı da öğretir
anıların en büyüğü
çocuk yüreğimizle deftere,
kaleme,
kitaba dokunmayı
tek odalı, iki pencereli
rus yapımı bir binada öğretti
zaman tüneline girilmişti artık
mesela,
zaman yolculuğuna mis kokularla çıkmaktır anılar
güneş koklanırdı çıplak ayaklarla
yazın sıcak mı olur, bilinmez
her saatimiz o sıcaklığın altında
Kars Çayının serin sularında geçerdi
bazen uyuklar,
o uykuda tatlı rüyalar görülürdü
gözünü kapattığında
dünyanın zenginliklerini senin olurdu
uyandığında ise
hiç bir şeyin kalmamıştır artık
hayalleri olanların değil,
hayalleri ölenlerin mekanı kalbimizdi
hayat öylede güzeldi, böylede...
farketmezdi
pişmanlık yoktu
yaşanılacak ne varsa o gün orada yaşanılırdı
birde dondurucu kış günlerinin soğukluğunu
buzun üstünde koşarak kızak vurmakla hissettirirdi kar kokuları
her gün " yarın geç kalma, erken gel" türküsü ezbere okunurdu hep bir ağızdan
arkadaşlık vardı, yoldaşlık vardı
birde birbirimizi anlamak vardı
çocuktuk, hepimiz
renkli renkli çiçektik her birimiz
gül diye koklanırdı nefesimiz
yirmi dört saat o çiçekler koklanırdı
çabuk büyümüş,
hayat yolunda ergen olmuştuk hepimiz
-nerede bir hanımeli kokusu duysam, çocukluğuma giderim
ha bu arada, aşklarımızda vardı.
billur camlardan yapılmış yağmur gözlü olur bazı aşklar
böyleydi bizlerin aşkı
aşkın serinliği, rüzgarı yıkayan sabun kokusuna benzer
seside yağmur olur yağar yüreğe,
sevgilinin en öpülesi yeri sesidir
ses bir süre sonra gitmekte, görüntü bulanıklaşmaktadır aşklarda
ancak o koku,
sabun kokusu
o her zaman baki kalır
sabun kokusu aşklar
bazen hüzün, bazen korku, bazen mutluluk veren duyguydu yüreklerimizde
gün nasıl akşam oldu diye kaygıya düşülmezdi
dostluğu,
dayanışmayı,
hatta kıskançlığı
bir parfüm kokusu gibi koklarız ya
anılarda kullanılan bir parfüm kokusu gibidir
eski kokusu kaybolmaz
oynadığımız oyunların hadi hesabı yoktu
futbol
mendil kapmaca
güvercin taklası
birdir bir
beş taşta padişah olmak
üç taşta attığını vurmak
en hızlı topaç çevirmek
en uzağa sakkay taşı adımlamak,
bilye oyunları fazla bilye kazanmak,
ve yakan top oyunu
bu oyunların hepsi bir parfüm kokusuydu
üstümüze sinmiş bir kokuydu
o kaybolmayan eskimiş seneler an gelir aklı yoklar
en rutin anlar,
en can sıkıcı anlar
ve en mutlu anlar film şeridi gibi
gözümüzün önünden geçer
ufak tefek kavgalar bir kenara bırakılırsa
çocuk olmamız hiç bir şeyi değiştirmezdi
çünkü kardeş gibiydik
yürek yağında kavrulmuş can ciğer gibiydik
-eski ama eskimemiş anıların
kokusunu alamadığımı düşünürüm bazı zaman
sanki o siyah beyaz anılar birden
canlanacakmış gibi geliyor bana
dünyanın en büyük yüküdür anılar
aklı sende olmayanı ısrarla yüreğinde taşır
-yazmak kolay derler, yazda göreyim
yaşarken her harfin çilesi
nakış nakış
iğne misali bata çıka acıtır
buruk bir özlemdir anılar
mazinin araladığı perdeden sızıyor eski günler
eskiler eskiden güzeldi
hayat tuttu yakamızdan
dört yana attı bizi
yosun tutan taş duvarlar şimdi dargındır bize
nerede o eski günler
eskiyen anılar
eski köy
eski evim
eski bakkal
eskimeyen arkadaşlar
ey gidi eski günler.
ey gidi eskimeyen günler.
ey gidi eski günlerdeki dostluklar
sizler ne kadar vefakardınız
anılar sonbaharın hazanlı yüzüne benzerler
özünden geçersin
içinde büyük düşmanlıklar barındırmazlar
yorar insanı anılar
-birkaç anı çıkardım bohçamdan, gülümsemeden duramadım.
düğünlerimiz de yaslarımız da
sevinçlerimiz ve acılarımız da içindedir
çocukluk ve 20’li yaşlarıma kadar olan yaşamımın geçtiği köy
bu köyde birbirine sıcacık sohbetleriyle sarılanlar
kimbilir artık nerededirler
nerede pineklemektedirler
içinde her rengi barındırdığı için güzel bir yerdir anılar
yaş ilerledikçe, uzun bir yola çıkmış,
başladığın noktayı görememektir eski anıları anımsamak
düşünüyorum da,
hayaller zaman tünelinde yaşamayı bilir mi
yoksa yaşlanmıyor mu
-anıları bu saatten sonra kurtarabilir miyiz?
zamanın amansız kıskacından
Kubilay Demirkaya
Kayıt Tarihi : 24.5.2020 00:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!