Göz bebekleri büyür
Gramafon üzerinde,
Geceler katrankarası...
avuçlarında bir çalıkuşu.
Kulakta bir taşplâk sesi
Kuytuta bir şişe şarap.
Salkım saçak hatıralar çıkıverir zuladan.
İplik gibi dizilir /zihinde /sevdiklerin.
Bir acı gülümseme...
ansızın oturuyor yüze.
Sök sökebilirsen!
boynundan o ekşimiş kokuyu.
Yad’ın da kalan kadarla susuveriyor us.
Her hece de bir kalpkrizi şimdi düş.
Hadi!
Hemen bir ayışığı daha indir suya.
Buruk bir gece elinde,
Karanlığa gebe bir güneş.
Sarıp ciğerlerine bir kaç eski anı’yı
Çekip derinlere...
Düşten döşeklere atıyorsun,
yıllarca taşıdığın et yığınını.
Tam mutlu olacaksın...
Gülümsemenin işi çıkıyor aniden.
Kovalasan yetişmek zor,
Beklesen...
yine aynı gece oturacak başköşeye.
Hadi!
İki hıçkırıklık daha demle, yalnızlığını da çekil.
İşi gücü var anıların.
Daha kaç düş süsleyecekler kimbilir (?)
Yaylada bir seherin serinliğinde
Avcıdan yarasını gizlercesine
Çığlıgını gömerek devrildiginde
Vuruldu ciger parem kanlar içinde




Anılar gizlenmişse şarkılara ve o şarkılar, taş plâklardaki şarkılarsa eğer, toplayıp suya indirilmiş tüm ay ışıklarını ellerinizle, bir kadehe doldurun ve indirip gramofonun iğnesini plâğın üzerine, yaslanın bir koltuğa, bir yandan o kadehdeki ay ışığını, bir yandan da taş plaktaki şarkıya gizlenmiş anıları için yudum yudum Gülşah hanım...
İnanın , o iki hıçkırık, dünyanın bütün zevklerinden daha çok haz verecektir size...
Duygu dolu bir yürekte demlenmiş, çok güzel bir şiirdi,
gönülden kutlarım sizi,
saygılarımla efendim,
Ünal Beşkese
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta