sensiz bir odanın boşluğunu nasıl anlatsam
hiçbir şeyin beni avutamadığı bir pazar sabahını
denizde dalgakırandan da boş
boşluğunu bir günün
seslenip de senden cevap alamadığım
sessizliği
bırakıp gittin
kendini gözlerimde
yarım kalmış bir cümle gibi
bırakıp gittin
ıssız gecelerde
düşlere karışıyor sağanaklar
öyle bir akıl tutulması ki
buzdan aynalarda
her dakikası
vuruyor en ince yerimden
içine çekiyorsun beni
zifiri zindanlar yaşıyorum
ateş böcekleriyle dolu gece
ilkbahar çiçekleri
sana sunulmuş
damarlarımda dolaşan kan gibi
sana esirim
mavilerin boşluğundan
bir sevda masalından
alevleri yağmalanmış eski yangınlardan
evvel zamanlardan
seni bana getirir
bir aşk meleği
korkarım hep
bozulur diye büyü
daha da beter bu
sana yabancılaşmaktan
zaman sensin
uyandığım şafak sen
geçmek bilmeyen zamanın işkencesi oy
damarlardaki kan gibi
durmuş saatin işkencesi oy
şimdi temmuzun yirmisi
yanıyor kızılca gökler
yanıyor umutlarım hayallerim
geçiyorsun içimde ki şehirden
elimi uzatsam sanki saçlarına dokunacağım
nefesin kadar yakınım sana
mecburum
seni yaşamaya
bu bendeki bekleyiş
bitmeyecek
tükenmez bu iç savaşım
kaçamam kapılardan
her kafiyem ele veriyor beni
sülüs bir hat çizdim aşka
nabzıma şiirler düştüm
kanasın
ağlasın
hayat
içimde bir ateş
bir ateş ki
yanıyor, yakıyor
kıvılcımlar saçıyor üzerime
her zerrem sessiz ilticalar da
bu gece
koyu karanlık yürüyor geceye
pencerelerden
zeytin karası gözlerinden
salkım salkım
çığlıklar dökülüyor
kentin puslu sokaklarına
ışıkların söndüğü vakitlere
içimdeki alevler aydınlatıyor geceyi
nereye adım atsam
hep sana rastlıyorum
yolum olarak bir tek sen varsın
kalbimi verdim avuçlarında kalsın
ne güzel yol alıyoruz
bir ömür kadar
bir yastıkta olacağız seninle
içimiz da bu sevgiyle
dilediğin ,istediğin sürece
bir yastıkta kalacağız
seninle..
redfer
İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 17.8.2017 15:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!