Anama Mektup Şiiri - Tülay Eker

Tülay Eker
159

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Anama Mektup

Anama mektup..
Biliyormusun..
Anam,canım anam sana hiç mektup yazmadım.Şiirde yazmadım ama bil ki hasretimden.
Hep hasret duydum,yaban ellere içimi dökerken hasretim sanaydı.Dizlerinde ağlamayı
isterken başka dizler yavandı,o an anlamamışım annem.Neden uzağız ki senle böyle.
Beni hiç büyütmedin gözünde biliyorum,haklısın annem ben hiç büyümüyorum.Her vurulmada
sanki başımı gömüyorum hüzne,dinlenmeye.Sonra kalkıyorum ağzımda bin bir isyanla.

Biliyormusun..
Şarkılar içimi acıtıyor çoğu zaman.Hani Ahmet abim söylüyor ya şafak türküsünü demiyormu orada bir
sabah bir sabah çıkagelirim annem...sanki bedenim sana gelecek gibi oluyor,eller üstünde.
Duvarlar konuşmuyor anne diyor hani benim sevincim nerde parçasında...
duvarlar konuşmuyor annem inan konuşmuyor.Her duvarda bir çivi,battıkça batıyor..

Biliyormusun..
Herşeyi kirletiyoruz anne,ne deterjan sanayi buna çözüm bulabilir nede
insanlık.İnsanlık kaldımıki diye bile sorasım geliyor.Bu kadarmı ucuzlattık anne.
Neydi vuran,borana katan,söğüdün dallarını kıran,yaprak yaprak döken.
Sonbahar geldi ondan mıki..Hani ilbaharda ateş çıkar,yaz da aşk yaşanır sonbaharda
dökülür.

Biliyormusun..
Kumbaram oldu anne,gözyaşlarımı dolduruyorum,Dışardaki mazgallara inat.
Biriktiriyorum,lazım olacak mı ki bana neşe,sevinç diye dönecek mi ki..
Korkar oldum artık ninem derdi ya veren el ol kızım,alan el olma sakın.
Bizim kanımız kırmızı,leke tutmaz Allah katında.Ya Allah Ya Muhammed Ya Ali
derdi hatırlıyormusun.İnsanı çokmu sevdik annem,özümüz,sözümüz bu zaten.
Atıyorum annem ninemin dediği gibi ekmek atıyorum,kul bilmezse hızır bilsin diye.

Biliyormusun..
Bugün şiirlerden dertlendim.Herkes anasına seslenmiş.Xalom,babam derken
anam içime oturdu.Ben de istedim seslenmek sana yürekten.Şimdi
okurlarken içleri ezilsin istemiyorum,biliyorsun acizliği hiç sevmem.
Hayat yaşamaktır,direnmektir derim,ateşler içinde yansakta.Kol kırılır yen içinde kalır.
Ama içim bazen dayanmıyor işte,haykırasım geliyor anam.

Biliyormusun..
^^Bir adam tanıyordum, çöpçüydü. Sabahların kör saatlerinde, parkları bahçeleri yoklar, bir elinde çalı süpürgesi, bir elinde gaz tenekesinden yapılmış küreği, süpürür dururdu bankların altlarını; bir gece önce edilmiş sözleri, yürek kırıklıklarını, bekleyişleri, gizli öpüşleri, ayışığını, soğuğu ve umutsuzluğu...
Bütün bir yılımı, ama daha çok son günlerimi düşündüm. Mutluluklarımı bir yanıma, mutsuzluklarımı öbür yanıma koydum; bir yanım ne kadar da fakirdi... Sonra korkularımı bir yanıma, cesaretimi öbür yanıma koydum; bir yanım ne kadar da karanlıktı... Sonra aklımı bir yanıma, vicdanımı öbür yanıma koydum; bir yanım ne kadar da temizdi... Sonra benliğimi bir yanıma, hiçliğimi bir yanıma koydum; bir yanım ne kadar da yoktu ^^... Bu anlatımı çok sevdim anam,aldım giydim üstüme..

Biliyormusun anam...
Mektubundan bir paragraf sildim.İnaçlarımı sildiğim gibi.Saf kızın yine saf.Diyolar ki seni çocuk yapan bu yanın tatlı yapan.Tatlı ne kadarda acı geliyor..Acı gelirmi ki anam benmi acıttırıyorum yoksa.Sildiğim bu paragrafa umudu,ummayı ve sabrı oturtuyorum ve Yara mı bu paragraf ta saklıyorum.Nokta nokta noktam diyorum adınada anam.
.
.
.

Biliyormusun...
Ne kadar kirletenler olursada,o kadar ışık tutanlarla tanışıyorum anam.
Ama korkuyorum şimdi,kirlenmekten,acaba onlardamı saklanıyorlar,
saklıyorlar kendilerini diye..korkuyorum..dışarıdan bu dünyadan.
Bende ak kaşık değilim tabiki,bazen uydum affetsin Rabbim.
Ama uyarken inan yüreğimde leke yoktu.Sadece sevgi,hep vermeyi seçtim..

Biliyormusun..
Seni özledim:(her ne kadar saçımı okşadığını hatırlamasamda,sevdiğini biliyorum.
Anamsın,özümsün başımın tacısın.Hadi gel sil yaşlarımı silen sen ol,ellerin
den sevgi akar,içinden can katarsın.Annelik ne demek bilirim,cana can vermeyi bilirim.
Bundanmıki kıyamazlığım,sevişim herkesi.Acıyıda seviyorum belkide
bal eylemek adına arıyorum..Arıyorum annem kendimi,kirlenmeyen dünyayı,kirletmeyenleri.

Yüreğime sancı oturmuş,
Gül yüzüm solmuş,
Figanı basıyor dilim.
Dilim dilim doğranıyor sevgim.

El açıp yakarmıyorum,
Verin diye yalvarmıyorum.
Ben tek aşkım Rabbim.
Sadece ona sığınıyorum.

Sen koru sakla beni,
Namerte muhtaç etme,
Deyyusa boyun eğdirtme,
Saflarıma kini geçirtme.

Sevgim gibi bilirim kinimi,
Yakarsın,verirsin demini
Anlamaz ki aptallar.
Abdal olamamışlar!

Biliyormusun...
Seni çok seviyorum anam bakma böyle demelerime..Kime dert yanamki senden başka kimim var.Sözlüğümde güzellik adına kelimeleri dondurdum.Bir gün bir gün çıka gelir güzellikler umudum.Ben yıkılmadımki,hangi çılgın yıkar deli kızını..Gülümse anam yaşlarım gülün olsun,ömrüm bile senin olsun,cızlatma içini.Sana hüzün verdiysem,üzdüysem hakkını helal et gülümse geç emi...Apak ellerinden öptüm..

^^...^^ kısmı.Uğur Özakıncıya aittir.Anlatımı çok sevdim üstüme aldım demiştim okuduğumda yazarı bilinmiyordu şimdi öğrendim.Yüreğine sağlık Uğur Ozakıncı'nın tşk. ediyorum geçen hak vardır helal etsin inş.

Tülay Eker
Kayıt Tarihi : 5.8.2004 19:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Erdal Arslan
    Erdal Arslan

    Bir evladın anasına en güzel hediyesi bu satırlar olsa gerek. Annene söyle çok şanslı kendisi:))
    Kalemine, yüreğine sağlık.))

    Cevap Yaz
  • Dilek Ünaldı
    Dilek Ünaldı

    Canım Allah anneciğini sana seni anneciğine bağışlasın.

    Cevap Yaz
  • Yüksel Önaçan
    Yüksel Önaçan


    DİRİ DURURKEN...

    Millet olarak çok şaşırtıcı özelliklerimiz var. Mezarlık olarak tahsis edilen arazilerin, ilk mezarı açılmadan bile, köyde olsun, kentte olsun, ihatası hemencecik yapılıverir. Ama okullar yıllar boyu bahçe duvarı çekilmeden durur. Çocuklara gelebilecek zararın kalkanı öğretmenlerdir.

    Cesetlere, hem de gömmekle güvence altına aldığımız cesetlere gelebilecek zarar, çocuklarımıza gelebilecek zararlardan daha fazladır.(?)

    Yok, mesele zarar gelme meselesi değil, saygı-sevgi meselesi ise, canlılara niçin öncelik tanımayız?
    ***

    Bir arkadaşım:
    “-Yahu, kimsesiz, yaşlı bir komşu kadın vardı. Bulaşık yıkarken ölüvermiş. Öyle acıdık ki...” dedi ve ilave etti:

    “-Ne yer, ne içer, nasıl ısınırdı anlayamazdık...”

    Ve bütün mahalle: “Bir yaşlı, kimsesiz kadın ölmüş, “haberini duyar duymaz, tanıyan tanımayan, cenazesini kaldırmak için bir araya gelmişler ve kaldırmışlar.

    Neden diriyken sahip çıkılmamışta, ölünce sahip çıkılmış?...
    ***

    Bacağı dörtleyince baba ocağını terkeder gideriz. (Zaten evlenmezden önce eşimiz tarafından bu şart koşulmuştur.) Eşimizle anlaşma sağlayabilmişsek, bayramdan bayrama, ele-güne ayıp olmasın düşüncesiyle şöyle bir yoklarız... Nasıl bir bahane uydurup kalkabilmek için eşimizle sık sık gözgöze geliriz. Ya anamız, ya da babamız sıkıntımızı anlar ve hafif iğneli bir espriyle yol verir. Yüzümüz kızarmadan, sevinçle soluğu kapıda alırız...

    Birinden biri hastalanırsa, topu, bir mazeret uydurarak, kardeşlerimiz varsa kardeşlerimize, yoksa hasta olmayan diğerine atarız...

    Zavallı ihtiyarlar, birbirinin çürük kollarına dayanarak, gençlerimizin bile tahammül edemediği, o tedavi sergüzeştine ser-geşte olacaklarını bile bile dalarlar...

    Ölürlerseee...
    Kendimiz ölüm yatağında olsak bile, uçakla koşarız.

    Hepimizden, taa derinden gelen ahlar-vahlar çıkar ki, 21.30 Kurtalan treninin sirenini bile bastırırız...

    Moruklar artık öbür dünyaya göç etmişlerdir ya; sorumluluğumuz kalmamıştır; rahatlamıştırız. Onlardan kıskandığımız bir dilim ekmeğin sayısını arttırıp, yağla-balla, taze kuzu etiyle birlikte eşe-dosta günlerce ziyafet çekeriz. Esirgediğimiz kömür parasının yanına bir hayli daha kadar, din adamlarımıza yemin parası, ıskat parası, hatim parası olarak kürürüz... Meseleyi bir an önce miras meselesine getirebilmek için, arkası arkasına mevlütler okutturuz. (Bu arada: “Vay ilmini para ile satanlara,” ayetini, yarası olup gocunanlara hatırlatırım...)

    Ya o moruklar, dişinden tırnağından arttırıp, yüklüce bir miras bırakmışsa...

    Sağlıklarında akan çatıları umurumuzda bile değilken, şimdi milyonlarca lira verip, mermerden mezar yaptırırız...
    ***

    Ah!... Ölülerimize sahip çıktığımız kadar dirilerimize de sahip çıkabilsek...

    O zaman güneş daha parlak doğacak; güller daha kırmızı açacak; tencerelerden tabaklara alınan yemekler daha bir lezzetli olacaktır.
    23 Temmuz 1992

    Cevap Yaz
  • Kadir Öztürk
    Kadir Öztürk

    Çocuk ve eş bulunur ama anne ile baba giderse bir daha dönmez derler...


    içimizden yaşlar taşıdık bugün ağlayan gözlerinize

    .....

    Cevap Yaz
  • Barış Aluk
    Barış Aluk

    Senin sözlerin altından tüm annelerin ellerinden öpüyorum. Barış Aluk.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (8)

Tülay Eker