ÇİÇEK KIZ VE BÜLBÜLŞAH MASALI
Bir varmış bir yokmuş, şehirden çok uzak bir dağ köyünde, Dalları gökyüzüne kadar uzanan büyük mü büyük, üzerinde rengarenk kuşların ötüştüğü yemyeşil bir Söğüt ağacının gölgesinde keçilerini otlatan, Çiçek isimli küçük yörük kız çocuğu oturuyormuş. Bir yandan papatyalardan saçlarına taç yapıyor, bir yandan da keçilerine bildiği türküleri şarkıları söylüyor, kuşlarda ona eşlik ediyormuş. Daha sonra oturmaktan yorulunca, boylu boyunca çimenlere uzanıp, ellerin ensesinin altında birleştirmiş, hayran hayran masmavi gökyüzüne doğru bakmış. Gökyüzünde bulutlar, yumuşacık pamuklar gibi sıra sıra gözlerinin önünden geçiyormuş. Ellerini uzatsa neredeyse değecekmiş. O anda ağaçtaki bir kuş sanki kendi kendine şarkı söyler gibi etrafında ötüp duruyormuş.
-Ne güzel sesi var. Ne güzel ötüyor, renkleri de çok güzel. Allah, her şeyi ne kadar da güzel yaratmış diye geçirmiş içinden.
-Tek eksik pamuk şekeriymiş. Nasıl da canı çekmiş. Bulutlara bakınca bile aklına pamuk şeker geliyormuş
Bir an aklına, annesinin ve babasının her zaman söyledikleri, Allah’tan ne istersen dileğin kabul olur sözleri gelmiş. Şimdi dilesem duam kabul olur mu acaba diye düşünmüş. Ne olurmuş ki sanki tüm bulutlar pamuk şekeri ve pişmaniye olsa. Ağaçlardan elma şekeri sallansa. Babası bazen şehre gittiğinde kendisine pamuk şeker alıp geliyor ancak zararı olur, dişleri çürür diye doya doya yedirmiyorlarmış. Az aldıkları için tadı damağında kalıyor, ağzının içinde eriyip gidiyormuş. Şöyle hiç doya doya yiyememiş.
Çiçek kız, ah ah diye içini çekerek çok içten, ellerini kaldırıp, Allah’ım her yer pamuk şekeri olsun, ben hiç pişman olmayacağım deyip dua etmiş.
-Hem pişmaniyeye neden pişmaniye demişler ki hiç anlamıyorum, insan tatlı bir şey yiyince neden pişman olsun ki demiş?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta