Yazların yaz,
Kışların kış olduğu zamanmış.
Yer demir gök bakır bir köyde
Anam yedi evlat doğurmuş.
Öyle zormuş ki şartlar
Sanki destan çağıymış.
Yedikleri kara lokma,
İçtikleri ağıymış.
Davardı, maldı, harmandı derken
Sırtındaki yük sanki
Ziyeret Dağı’ymış.
Karnı burnundayken bile
Tarla yollarına düşmüş yayan yapıldak;
Orak sallamış.
Yakmış sarı sıcak,
Kavurmuş güneş.
Ne bir bulut varmış gökte
Ne de sığınacak bir gölge.
Ateş püskürmüş toprak
Buğu buğu.
Bir cacıklık yoğurtmuş anamın
Varı yoğu.
Ne bir isyan ne bir sitem
Teslim olmuş yazgıya.
İçten içe ahı göklere ağmış.
Hiç dinlenmemiş anam,
Ya hizmet görmüş
Ya inek sağmış.
Onun gelinlik çağında
Camızlar, koyunlar, atlar
Katar katarmış.
Kadınlar besler, büyütür
Erkekler satarmış.
Ortası yokmuş mevsimlerin
Rüzgâr boğuk boğukmuş.
Yaz ne kadar sıcaksa
Kış o kadar soğukmuş.
Bir odada yedi çocuk
Kapı pencere buz
Şükür ki bolmuş Allah’tan
Unumuz, bulgurumuz.
Çeşme, musluk ne gezer
Yokmuş bile kuyumuz.
Irmaktan çekilirmiş
Aşırmalarla suyumuz.
Kızlık, gelinlik, nedir
Bilmemiş anam.
On yedisinde varmış babama,
Yetmişinde terini silmemiş anam.
Ana, sensiz olacaksa
O cenneti tepmeli.
Seni ellerinden değil,
Ayaklarından öpmeli.
Kayıt Tarihi : 15.4.2025 00:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!