Amytis Kederi
Zaman sözlerin arka yüzü. İmlecim yok; kırımlarla eskiyip tozlaşan sayfalar arasında arınış ben...
Ve o... bir akşam üstü savrulurken külleri Asur'un...
görkemli gölgesi Babil'in, kahhar kılıcı altında Med'in...
utku ve dehşet, buğusu, acı ve sevinç... dikeniyle
kanayan yabangölü... dokunsam zaman uyanacak,
azacak yoksunluğun herşeyi kedere boğacak...
Bakışlarımız olsa gerek yetindiğimiz; susuyoruz,
vakit kendi derinliğine gömülüyor.
Birden aşk katında yüz yüze iki ufuğuz. Sen beni ben seni...
çekiyoruz. Ben sarhoşluğumu içiyorken
kendi maviliğini içen su sen, bir iç ses:
'Ben Amytis...
'Sanki ikizim...'Ben Amytis...'
Ne Med'de ne Babil'de, ne konuşulmuş ne işitilmiş...
ama kadınca. 'Ben Amytis'
Ben de bence: 'Ben Kako.' diyorum.
Akşamüstü... tarih dedikleri o sadomazoşist...
o tapınak içre... hani derler ya yüreğini daldır guruba
damarlarında şarap dolaşsın...
işte öylebir akşamüstü... Sözlerin arka yüzünde evvel ü
ahir harman.
İçime, ümmi içime sızıyor ilahilerin ağırlığından,
kırmızı bir sevda gibi
bir dem... Bir hal ki enlemsiz, boylamsız...
Dilinin altında tufan, yüreğinde bilge serinliği,
saçlarından süzülen anlam örtüyor kederini...
bu teri tarih görüyorum alıp aşkın simyasına
karıyorum, nesnesi yitik aşkın
Kayıt Tarihi : 6.1.2003 22:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!