Saat sabahın beşi, karanlığın son demleri.
Bu telaş altı yirmi trenine
yetişememek değil, sana bir daha geri dönememe
üzüntüsü.
Şehir uyurken bile çığlık sesi duyar gibiyim. Elimde bir kitap yirmi birinci sayfası katlanmış, hani açsam sanki hep o sayfada boğulacak gibiyim.
İkinci vagonun on dört nolu koltuğunda oturmuş trenin
hareket vaktinin gelmesini beklerken altmış küsur
çan eğrisi tersten işlemekte
tümlüğe eksik zamanlara kucak;
kırka iki kala keşfim
bir dehliz, beynimin çıkmazında...
uzaktan bakan benim
Devamını Oku
tümlüğe eksik zamanlara kucak;
kırka iki kala keşfim
bir dehliz, beynimin çıkmazında...
uzaktan bakan benim