Çıldırtan bir suskunluk zaman
Ezgisiz kalmışım ben bu akşam
Sensiz…
Nil kadar uzun saçlarına dolayıp ruhumu
Akıp gittiğim yerler toz duman ….
Şefkatini Meryemanadan alıp geldiğini sanırdım
Üzerime gelme,üzme
Sözün hançer tesirin de
Benim payım her dem
Hançer dilinin zehrinde
Oysa rüzgarlı çığlıklarla gelmiştim
Toprağımda insan kokusu
Seni sevmek gülü özümsemekti
İliklerde hissetmekti gül kokusunu
Yürek boşluğuna derin bir soluk çekmekti
Seni sevmek; gül’ün özüne inmekti
Bir bir saplamaktı sol yana dikenlerini
Sevmek seni; gül sancısına üleşmekti..
Gitme vaktim geldi,gidiyorum
Düşlerden kendimi siliyorum
Ağıt dinginliğinde sesim
Canım ateşe,tenim sineme sır veriyor
Her yanım tutuşuyor
Su olamayacak kadar uzaksın ateşime
Çizilmiş sınırların tek yanlı ihlalim işgaldir
Mütemadiyen kıracaksın kalemimi/ferman senindir
Arsızlık benim..
Göçebe hali pervanelik döngüsü yürek sızısında can
Ömür törpüsü yokluklar umurumda mı sanıyorsun?
Sonsuzluğa..sen uğurla beni,ölümsüz kıl fermanınla..
Kelebek rengi gözlerinde ki serçe ürkekliği neden?
Yanağımın yamacından akan hüzün sularındasın
Yakamoz kırığı akşamları istemem al sende kalsın
Bana ay bulaşmış gülüşünü bırak yeter..
Gitme! ..
Kal orda..
Gideni getirmiyor köhnedir zaman
Hangi yana dönsem figan el aman
Senden gayrı kalmadı bu cana derman
Suskun olur katlime ferman
Derdine giriftar ettim,serden geçtim
Ardından;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!