Önyargılı görüş, sen yok musun sen
Bazen atarsın taş, bazen baş kesen
Ahlâk dibe vurmuş, dişin bilesen
Fikirler batağa, saptı gidiyor
Elinde şablonun, nedir ölçüsü
Umuda kapı açan,
Kalplere ışık saçan,
Kanatlanıp da uçan;
Gözlerine misafir
Olsam karşılar mısın? …
Cumartesi günü, kaynanandasın
Pazar günleri de, sırtın kızarsın
Pazartesileri, kazan kaynasın
Söyle dostum, bize günün ne zaman?
Salı günü, maçlar başladı yine
Birbirinden bağımsız, Güzel sözlerden kafiye oluşturularak
11 heceli yazılmıştır
*Kuru pantolonla balık tutulmaz
*Göle su dökmekle, ortak olunmaz
Hedefinde dağ arkası
Önünde serveti görmez
Yükten eskimiş hırkası
Mum dibine ışık vermez
Can ile buluşan gönül
Ben kavgayı önce, çocukken gördüm
Kediler hırlardı, “derdi ne” derdim
Kim kazançlı çıktı, babama sordum
Etler yenilmeden, koktu da gitti
Sokakta çocuğun, kavgası toptan
Süt taştı da yazık kaymak bozuldu
Ne peynir olduk ah, ne de yağ olduk
Talan etti bahçemizi arsızlar
Ne gülistan olduk, ne de bağ olduk
Hakk diyen aşığa ferman yazıldı
Merak etmeyiniz,
Niyetim çorba tarifi sunmak değil size dostlar…
İçeriği ve gereği ile, ilgimi çekmiştir hep
Aşure çorbası…
/
Asırlardır, kazanımızda kaynar durur
Bir ilkbahar sabahı,
Uyandım, gözlerim mahmur.
Ilık bir rüzgâr değdi yüreğime,
Belli ki habercisidir, işte geliyor yağmur
Çiçekler ve böcekler, benden erken uyanmış bugün
Adı konulmayan, sırlı sevda bu
Gözümü kapayıp, gördüğüm sensin
İçten yangınlara, kâr eylemez su
Görünmez yarama, sürdüğüm sensin
İlmek ilmek nakış, ördüğüm sensin
Büyük begeniyle,ihtiyac duyarak okudugum
Siirlerin hazzi bir yana bilgi, donanimim bile artiyor,Her siirinde bizden bir parca,Gönüllere kosan isiktan suvariler beliriyor..Güzellikler cagliyor,,Kirilip kirmayan bir ahlakin,gül atan silahin kalemi O..Ali Riza Malkoc´u okuyani sansli sayiyorum,, ...