Esençay’dan çıktık yokuş yukarı,
Eteklerde yer yer mevsimin karı.
Sararmış yapraklar sessiz yokuşlar,
Başka iklimlere göç etmiş kuşlar.
Sessizlik içinde düşlere daldık,
Berrak ufuklara doğru yol aldık.
Ey kalbim nasıl da durgunsun bugün,
Hüzünlerle dolup taşmış gibisin.
Hangi iklimlerden gelmişsin sürgün,
Yol vermez dağları aşmış gibisin.
Sanma ki her kışın sonu bahardır,
Bengisu, düşlerimde gördüğüm şehir,
Loş bulvarlarında her gece yarısı,
Hüzünle gelen düşler benim değildir.
Benim değildir bu hüzzam kalp ağrısı,
Bengisu, düşlerimde gördüğüm şehir.
Gecemizi karanlık mahzun bırakmayın,
Bütün kandillerinizi yakın yıldızlar.
Öyle avare gönülden gönle akmayın,
Gelin gökyüzüne akın, akın yıldızlar.
Dolun gecemize pare pare üşüşün
Mest oldu duygular kalpte göz ile,
Hakk nuruna daldı oy Çamlıdere.
Sinsin’inde yanan ateş köz ile,
Cümle hayran oldu oy Çamlıdere.
Dostluklar derildi deste gül gibi,
İçimizde can bulsun anıların özlemi,
Güfteler yazar gibi ölümsüz şarkılara.
Alıp götürsün bizi beyaz yelkenli gemi,
Sisler ardında kalmış hüzünlü anılara.
Yitirilmiş ölümsüz sevdaları analım,
Dolu dolu programlarla yüklü yoğun ve hareketli bir eğitim öğretim yılı ve yorucu bir çalışma döneminin ardından, bir müddet de olsa iş ortamından uzaklaşmak ne kadar güzel oluyor.Bu maksatla Temmuz ayının başından itibaren yaklaşık bir ay süreli izne ayrılarak memleketim Ankara’ya doğru yola çıktım.Yaz tatili nedeniyle herkes Ankara’dan uzaklaşırken, ben de bazı özel ve ailevi işlerim nedeniyle tatilin büyük bir kısmını Ankara’da geçirdim.Çocukluğumun, öğrencilik yıllarımın ve çalışma hayatımın büyük bir bölümünü geçirdiğim anılırımın kenti Ankara’dan son yıllarda epeyce uzak kalmıştım.Bu vesileyle belki de son yıllarda ilk kez bu kadar uzun bir süre Ankara’da kalma şansına sahip oldum.
Tatilimin ilk haftasını bazı ailevi ve özel işlerim nedeniyle Ankara'da geçirdikten sonra, Ankara’da ikamet eden kardeşimle birlikte eş ve çocuklarımızı da yanımıza alarak Çamlıdere-Kızılcahamam-Gerede-Mengen-Devrek-Çaycuma-Bartın-Amasra güzergahında üç günlük bir seyahat yaptık.Daha önce sadece resimlerini gördüğüm Amasra ne kadar büyüleyici güzelliğe sahip bir yurt köşesiymiş meğer, tam da şairlere göre yer.Orada geceleyip güzel ve durgun bir yaz gecesinde mehtabın denizle öpüştüğünü, kaldığımız pansiyonun balkonundan seyretmeme rağmen tabi ki şiir yazamadım.Ama sanıyorum Amasra da Amasya gibi şairlerin mısralarına, ressamların fırçasına her zaman ilham kaynağı olacak nadide güzelliklere ve büyüleyici çekiciliğe sahip şirin bir yer.Yurdumuzun o bölgesini bugüne kadar görmek nasip olmamıştı.Kısa ve güzel geçen bir seyahatin ardından birkaç gün sonra güzel anılarla tekrar Ankara’ya döndük.
Birkaç kez eski mahallemizde çocukluk ve mahalle arkadaşım Hünkar Dağlı ile buluştuk.Bu mahallede herkes her ikimize de “Hoca” diye hitap ederler, adımızı pek bilen olmaz.İkimizi bir arada gören eski mahalle dostları ve arkadaşları “Oooo, hocalar hangi rüzgar attı sizi böyle bu taraflara” şeklinde iltifatta bulundular.Oturup birkaç yerde çay kahve içtik, eskilerden ve tabi ki sanattan şiirden konuştuk.Eski dostlarla, hemşehrilerimle ve çocukluk arkadaşlarımla karşılaştım.Onlarla ayrı ayrı hasbihal etme imkanı buldum, benim için güzel bir değişiklik oldu.Ayrıca, yine bir başka gün şair dostlarımızdan hemşehrim Ahmet Eroğlu ile karşılaştık, Altınpark’ta bir kafeteryada oturup çay kahve içtik, ordan buradan ve şiirden konuştuk.
Kaygılı, dingin ve aheste bir karanlık,
Çöküverdi birden bire kentin üstüne.
Durdu hayatın mutat akışı bir anlık,
Küçük hesaplarla başlamıştık ki güne.
Sanki bir el uzandı semadan gizlice,
Anılar çağırdı da koşarak sana geldim,
Taşkın nehirler gibi coşarak sana geldim.
Geçit vermez dağları aşarak sana geldim.
Yıllar var ki seninle sarmaş dolaştı ruhum.
Aç sineni ben geldim, sana geldim Erzurum.
Boynumdaki kaşkol
Doktor Aykut’un hediyesi
Yine mevsimler geçecek
Yine kış kıymet
Böyle hayatın cilvesi
Gece hüznüme sırdaş
...
Bu sabah uyanmışım erkenden
Kıpır kıpır içim,
Mutluluk akşamdan kalma zaten
Masamda zeytin, peynir, ekmek
İnce belli bardakta sıcacık, tavşan kanı çay;
Bir dost yüzü arıyorum şiirin aynasında keyifle;
Bir dost gülümsesin istiyorum yüzüme
Gerisi kol ...
Serenatın ince nameleri duyuluyor taa buralarda şiirin sesinden...bu maharet ancak Ali Rıza Hocamızın kaleminde vardır..her okuyuşumda bunu farkediyorum...kutluyorum selamlayarak, devamını dileyerek.
2. ÇAMLIDERE ŞİİR ETKİNLİKLERİ ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Çamlıdere ve Doğa Dostları Derneği’nin 25-26 Haziran 2010 tarihinde ikincisini düzenlediği Şiir Günleri etkinliği sanırım gelenekselleşecek. Bir hafta önce şair dostum Ahmet Eroğlu telefonla beni arayıp etkinliği haber verince içim heyecanla d ...