Karıncalar…
Yavrumun kabrine komşu karıncalar
Yeraltına inince,
Aşk’a selam deyin benden
Kara gözlerinden öpün
Kelam edin özlemimden
Aklım almıyor…
Bütün eşşeklik bende… Yalnız ben kavrayamıyorum zahir!
Şehadetten gayrı hiçbir izahı yok! Öldüren de öldürten de kâfir…
Sen huzurla git mehmedim; Cennet yakuttandır, gökleriyse safir…
Bu gece bulut ağlamaklı, yıldızlar dahil, herşey sır…
Rakı masası, kalbin kapısının açıldığı tek yerdir… Bu yüzden adına ‘’Çilingir Sofrası’’ denir…
Ayyaş değilim ama ‘’RAKI’’yı seviyorum…
Benim için Orhan Veli'dir! Rakı…
Dipsiz bir yalnızlığın
İpsiz kuyularına
Salıncaklar salarak
Şafaktan geceye
Sallanmaktayım…
Kel bir dağ yamacı
Turkuaz deniz
Sığ sesleniş
Uçsuz bucaksız kumsal
Cılız bir avaz
Benim sesim Dilia;
Damardaraltan bir arya…
Mısra’ya dökülen bir destan
Ne şeytan günahkârdır
Ne de melekler fettan…
Sen yine de
‘’Dilia,
Esir olurcasına bir bağlanışın anatomisidir
Ve
Bir kadına yazılmış eşsiz hecelerin seremonisidir…’’
***
DOKU/N 1
Dokunsam elim kanıyor!
Düşünsem zihnim yanıyor!
Yüreğime yüreğini adres bildiğimden beri
Demek ki
İlk iş seni unutmak olmalı…
Ve elbette
Tüm dokunulmaz olanlara dokunulmalı!
Bir çift göze o rengi,
Nasıl yakıştırdın ya Rab?
Kaşlarını çizmişken,
Bunca güzel bir hilal!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!