Doksanları getirin bana
Kokusunda eskimiş eşyaların
Hatıralarımız yaşanmışlığımızda
Kaybolurduk sisli ve buruk
Belki bir şiir sefasında savrulurduk,
Menekşeler utangaç olurdu o zamanlar
Soranlar olursa eski alemden
Kadehi şişeyi kırdı dersiniz
Nedendir derlerse hangi nedenden
Cevabı Rahmanda bilir dersiniz
Gençliği çürüttük nefis derdine
Umut, içli bir türkü
Sonu belli olmayan
Nefes almamızı sağlayan
İçinde baharı barındıran
Sevda, hep bizle olan
Yaş kırk beş olanda saçlar beyazlar
Kalmıyor korkular kalmaz marazlar
Üşütmez soğuklar yakmaz ayazlar
Yazıda kışı da bir bana artık
Nice badireler mazide durur
Her gelen kopartıyor yürekten
Azalıyor eskiyor yılmış bu beden
Neden bu zalimlik nedendir neden
Boşa çıktı dostluk yalanmış meğer
İyi niyet diye bir şey olmasa
Ne hayallerimiz vardı,
Uğruna şiir yazdıklarımız,
Gecelere karalar bağladığımız,
Oysa bir çift gözdü sadece,
Birkaç saniye süren ,
Tutuk ve prangalı
Baharsız iklimlerdeyim
Aklım fikrim firarda,
Mayamı çalmışım göle
Tutmaz ha tutmaz !
Ne zaman başlasam söze
Yarım kalır tüm başlangıçlar
Öğrendik ayazda taşı yontmayı
Helalle hamd edip yolu bulmayı
Cenk edip kendinle nefsi yormayı
Lütfuna talibim yüce Allahım
Maddeden Manaya geçmek isterim
Sızlarsa dizlerin yokuşta yolda
Üşürse ellerin temmuz ayında
Yemeğin lezzeti yoksa tadında
Yaşamakta bir ölmekte bir yalan dünyada
Uğruna verdiğin çabalar gitmiş
Seni sevemedim dünya alışamadım
Yaklaştıkça sona zindan oldun bana
Belki bu gün belki yarın ama
Seninde sonun var oh olsun sana
Sende gördüm ciğeri beş para etmez insanları



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!