Gürül gürül akardı buz gibi suyu
Suyuna yansırdı güzeller boyu
Kızınca küserdi delidir huyu
Gelene geçen sebildi çeşme
Bazen kadınlar esvabını yudu
Temmuzun sıcağında gökyüzünde bir duman
Bu çağda insan yakmak yok mu sizde hiç iman
Ne zaman değişecek bu kafalar son aman
Madımakta açan güller çöl olacak o zaman
Sulari ser çeşmeden aşk şerbetin doldurur
Göhsünde kıllar yonca tarlası
Otuz tane çocuk zavallı karısı
Gözleri kestanemi limon sarısı
Bu fabrika senin mi? maho ağa
Beslerim diyor kudretim yeter
Saf temiz duygular gibi parlak
Bazen yağmur tanelerinde inerler yere
Her anımızda kararmaya yüz tutmuş
içinden çıkamadığımız rüyalarımızda beyaz
İnci tanelerinden kanatlar melekler beyazdır
Kararsız kaldığımızda bir sağda bir solda
Sarı sarı saçların
Kırmızı beliklerin
Aklım balımdan gitti
Nedeni kirpiklerin
Yine fallarda çıktın
Ben mısır koçanından gitar çaldım,
Hopadan didoyu aldım geldim bu şehre,
Parmaklarımdan uçup giden tarla kuşu,
Acaba götürür mü? beni Nazımın memleket kokan,
hasret kokan renkli şiirlerine.
Ben hamsilerin kıvraklığında ama bir günlük,
Bir ummandım bir zamanlar
Volkan oldum küle döndüm
Hapsoldum ben gözlerinde
Duruldum kıyısında yaşamın
Bulaşmadım ben çirkefe
Meçhule bir yol var arşın üstünde
Günahlar götürmez padişah köşkünde
Atlarımı bıraktım yalancılar üstünde
Gözden kayboldular kanatsız atlar
Yansıyor her damlaya şavkın yıldızı
Sürünün içinde,bir kara koyun,
Beyazlar her taraf,görünmez boyun,
Sonlara kaldın,nedir bu oyun,
Kutlara yem oldun,vahh kara koyun.
Meleye meleye,dereden geçtin,
Sevgi işçisi ellerim karanfilde kalbimin,
kor ateşi,papatyada gülen yüzüm,
Emeklerim boran kıran gitti parmalarımın arasından,
Bir boyacı sandığı bütün dünyam,
hep zengin iskarpinleri doldurdu üstünü,
zabıtaların yüzünden gitti parmaklarımın arasından,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!