Bir yakarıştır yaşam,
yakışırsa insana;
her eylemi aslında bir tapınma.
Öyleyse,
vişne renginde gülüşe bükülmüş,
Her gece gökyüzünde bir yıldızdı aradığım,
Ay ışığıyla yıkanan sırma saçlarını,
kıskandıran gözbebeklerini bir yıldızın;
arardım.
Çığlıklarım yankılanır dururken,
Şimdi sen,
gözlerimi düşürdüğüm yağmura doygun bir bulut gibisin.
Her çırpınışında rüzgârıyla,
kanatlanan kirpiklerimden akar akarsın.
Damlarsın,
toprağın susuzluğunda, kuruyan yüreğime.
Yakınlaştıkça içini,
uzaklaştıkça dışını saran rengine koşar,
yanılsamasında sallanır yeşilin mavinin.
Bir an,
ruhunu saran yosunlarına,
''Arzuladığı her şeyde ölümsüzdür insan, korktuğu her şeyde ise ölümlü.''
Yaşamın Kısalığı Üzerine, Seneca
Karlı dağların yamacında
şafağın rengi atmadan,
son yıldız da kaydı gök kubbesinden.
Eski bir nisan şarkısı çalınır geçmişin sana geliyor sanırsın.
Bir kahve kokusunda,
bir sigara dumanındasın uçar gidersin.
Acı yüreğine dolanır,
o müstesna geceyi
yana
Aşk bahçelerinde
kokulu güller
zamana biçerler ömürlerini.
Yaprakları arasında sakladıkları her soluğa,
her çekilen kokuya;
yağmalanmış yaşamlar eklerler.
“Akıl azaldıkça, kaygı da azalır.” / Soren Kierkegaard
Birbiri ardına sıralasalar akılları üst üste,
alt alta fark etmez;
seri de paralel de bağlansalar
direnç ve akımın şiddetiyle ne fark eder?
Kurtuluşumuzu,
bizi korkutan gözlerde aradık.
Ne çok kendimizi aldatmıştık!
Bir serçenin kanat çırpışı kadar
kısa süren hayat,
Bırak bana gökyüzünü
sadece,
nefes almak istiyorum seninle,
yüklenmek beraber bir sevdayı;
göz kamaştıran!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!