Biz rüzgârları doldurup doldurup da içimize,
her çığlık atışımızda;
dağlara, ovalara,
akan her suyun binlerce damlasına,
bir sevda coşkusuyla akıtmadık mı?
Gülümser deniz,
köpükten apak kıvrımları,
lacivert renginin içinde erir.
Saklanır aynı çiçekte yüz,
biri dağın yamacına asılı yaprakta,
Başını dalından sarkıtan bir gül ’den,
damla damla damarlarıma
kan damlaları yayılır.
Neden üzerime düşüyor bu dağlar?
Dans eden yıldızlar mıdır beni avutan?
Gök yüzüne her gece baktığımda
bir yıldız demetidirler
çifter çifter gelirler.
Sarılan sarmaşıklar gibidirler,
pırıl pırıl
Kışın bahara dönüşen yüzünde
Ay karlarla,
karlarla
kalkar düşer iner.
Savrulur Savrun,
Seslerden damıtılan bir gülüş mesela;
değerli olan neyimiz varsa,
saklar dururuz.
Yoksa kaçıp giderken bir şey kalır mı aklımızda?
Yüreğimiz bahardır bu sabah.
Yollardayız.
Koşuyoruz.
Kıpırdamaya başlamış dolu
dolu yüreği burnunda,
coşuyor Anadolu.
Sevmek,
anlamakla başlar insanda.
Bir ses bir seste tutununca,
bir göz bir göze değince,
akar yansımalar.
Şekillenir çizgiler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!