Aklımla sevmedim Şiiri - Aygül Zade

Aygül Zade
152

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Aklımla sevmedim

Ben seni aklımla sevmedim,
Çünkü akıl hesap yapar, kalp yanar…
Ben seni yüreğimle sevdim,
Her atışında adını anan bir kalple…
Ben seni ruhumla sevdim,
Geceye sığmayan, sabaha taşan bir özlemle.

Bir gün gelsen de anlatsam sana,
Nasıl sabahladığımı sensiz odalarda.
Bir kelimen, bir bakışın bile yetiyordu,
Koca bir ömrü yeniden başlatmaya.

Sen ne yaptın biliyor musun?
Yüreğimi alıp suskunluğa gömdün,
Bir “bakarım” dedin, bakmadın,
Bir “gelirim” dedin, gelmedin.
Ama ben hâlâ o kapının önündeyim,
Rüzgâr bile senin kokunu getirsin diye beklerim.

Ben seni yolların bittiği yerde sevdim,
Umut kalmadığında bile…
Adını dualarımın arasına sakladım,
“Allah’ım, ya bana döndür, ya da unuttur” diyemedim.
Çünkü unutmak, ihanetti kalbime,
Seninle dolu o eski günlere.

Biliyor musun, ben seni sustuklarımla anlattım,
Kimseye diyemediklerimde sakladım.
Bir fotoğrafın kenarında gülümsüyorsun hâlâ,
Ben o gülüşle yaşlanıyorum farkında olmadan.

Bir sen vardın, bir de ben —
Ama şimdi sadece sessizlik…
Senin gidişin, bir ölüm gibi sustu içimde,
Ve ben, ölmeyi bile seninle yaşamak sandım.

Ben seni aklımla sevmedim,
Çünkü akıl unutur zamanı gelince…
Ben seni kalbimle sevdim,
Ve kalbim, senin adında kaldı,
Bir mektup gibi yarım,
Bir hikâye gibi eksik,
Ama sonsuza dek senle dolu…
AYGÜLZADE ✍🏻🎙️

Aygül Zade
Kayıt Tarihi : 7.11.2025 06:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Tuna Kafkas
    Tuna Kafkas

    bir düş daha;
    camdan bir doğum günü tabutu içinde,
    sensiz kokular burnumda tüterken,
    gardenya bahçesinde
    yedi cüceler,
    on dört gözbebeği ile,
    türlü renkte yaşlar içinde,
    ormanın derinliklerinden gelen,
    kaval sesini
    ve beni beklerken;
    yedi tepeli istanbul dahi utanıyor,
    yönsüzlüğümün şahitliğine
    ah;

    ki içimden yedi kez tekrarlayamadan
    seni sevdiğimi,
    ellerimden kayıp
    gidiverdi şahitsiz hatıralarımız;
    at kendini raylarıma,
    sahipsiz şiirler taşırım sana,
    dizelere devrilen keder yüklü vagonlarla…,

    ve seç göğün intihar meyilli
    bulutlarından birini,
    bileklerinden kırmızı yağmurlar yağsın;
    bizden uzak constantineye,
    mezar olsun bu kadim ah/

    ki seni gördükten sonra aylarca ağladım,
    nerelerdeydin diye gençliğim katledilirken,
    cibilliyetsiz ve şerefini yitirmiş
    bir yılan soyunun maktulü,
    gençliğimin baharı evet,

    sonra;
    silsilenle büyülendikçe,
    kurudu gözyaşlarım
    ve siy/ah gözlerinle ısındım,
    lisanının mahreçleriyle soludum,
    duygu durumuma iyi geldin,
    hoş geldin...,

    aşk sürükledi beni sana
    ve sende, kayboldum sevgili;
    ki lütfen bana,
    bir daha kendimi buldurma ömrümce,
    yitmiş ve sana gitmiş bir iyi insan olarak,
    yaşat beni,
    ruhum ruhuna emanet olsun…,

    ki ilk ayrılığımızın şarkısıydı,
    büyük adam, küçük aşk…,
    ona da ayrılık denebilirse,
    sokakları yürüyen ben değildim,
    ki sokaklar,
    bende yürüyordu o terazi ikindisinde
    ve hiç,
    hiçlikle bile;
    kavuşmak kaygımız olmamıştı zaten,
    hasretindeyken…,
    ve lüzumsuz itibara rağbet edilmeyen,
    iki kelâm susuzluğuna müsekkin,
    mesai aralarında…,
    ah;

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)