Bir ayrılık şarkısı duysam yüreğim yanar,
Gönlüm mutlu günleri gülen gözleri arar,
Sızlar ayrılık günü açtığın o yaralar,
Mücrim olan sensin yar vebalim boynunadır,
Umarsız bir haldeyim ellerim konumdadır.
Viranedir gülistanı yitirmiş aşiyanını,
Şimdi çırpınır o bülbül elde kalan har içinde,
Yoktur kanamayan yeri berelenmiş herbir yani,
Kalmış çaresiz bir halde külliyen melal içinde.
Eskiden güle aşikâr ederdi aşk ilanını,
Hayalin gelir geçer sanki canlı biçimde,
Hatıran hep tazedir hasretin var içimde,
Zavallı yorgun ruhum ızdıraplar içinde,
Beyhude geçip giden yıllarıma yanarım.
Umutlarım tükendi özleminle yanarak,
Hicranla yanan kalplerin öyküsüyüm ben,
Bir ayrılık şarkısının aşk sözlüyüm ben,
Üstü küflenmiş sevdanın son sözlüyüm ben,
Öykü bitti sözler bitti köz de kalmadı.
Gönüllerdeki yaranın sızısıyım ben,
Geçmişin ayak izlerini bulsam, Ömrün çıkmaz sokaklarında,
Yeniden koklasam bahar dallarında kalan,o mahsun anılarımı.
Hüznün ortasından uzaklaşıp geçmişe uzanabilse gözlerim,
Kurtarsam mazinin dehlizlerinden tozlanan umutlarımı.
Katlanan yanlızlıklarımı savursam baykuş kanatlarına,
alıp götürseler o meçhûl ve virane yurtlarına.
Ey sevgili çık da gel yılların ötesinden,
Ruhum uçup gitmeden şu göğüs kafesinden,
Mahrum kaldım umarsız gülüşünden sesinden,
Ey sevgili çık da gel yılların en.
Hayalimden gitmiyor senle geçen yıllarım,
Dünyayı zindan etti bu sebepsiz gidişler,
Yaralanmış gönüller her gün maziyi düşler,
Nerde o mutlu günler nerede o gülüşler?
Yeter artık son bulsun bu zalim ayrılıklar.
Şimdi bütün anılar mazinin koynundadır,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!