Bir bak da gör karşındaki yıkılmış eserini,
Sen başlattın bu firkatin dönülmez seferini,
Ellerinle sen kazmıştın bu aşkın makberini,
Bari solmuş bir gül bırak makberimin üstüne.
Senin için seven kalbin umudunu söndürdün,
Kaf dağının ardında mı kaldın yoksa sevgili?
Yıllar oldu bir selamın bir haberin gelmiyor,
Gel de dindir hicran dolu gönlümün matemini,
Ömrün kurduğu saatler son demi gösteriyor.
Bin ankanın kanadına in göğüs kafesime,
Çırpınan bülbül halini hiç mi görmedin?
Ne Mecnun'u ne Kerem'i hiç mi bilmedin?
Kendini aşk pazarında hamal eyledin,
Şimdi ağır yük altında inler durursun.
Sen bu aşkın bahçesini gülzar mı sandın?
Hayalin gelir geçer sanki canlı biçimde,
Hatıran hep tazedir hasretin var içimde,
Zavallı yorgun ruhum ızdıraplar içinde,
Beyhude geçip giden yıllarıma yanarım.
Umutlarım tükendi özleminle yanarak,
Hicranla yanan kalplerin öyküsüyüm ben,
Bir ayrılık şarkısının aşk sözlüyüm ben,
Üstü küflenmiş sevdanın son sözlüyüm ben,
Öykü bitti sözler bitti köz de kalmadı.
Gönüllerdeki yaranın sızısıyım ben,
Ey sevgili çık da gel yılların ötesinden,
Ruhum uçup gitmeden şu göğüs kafesinden,
Mahrum kaldım umarsız gülüşünden sesinden,
Ey sevgili çık da gel yılların en.
Hayalimden gitmiyor senle geçen yıllarım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!