Zaman çaredir derlerdi
Ben yurdumdan ayrılalı
Bir an azalmadı ki özlemim
Hala yandıkça yanar içim
Öyle büyür ki ateş gönlümde
Hatırladıkça çocukluğumu
Kara sevda, derttir derler
Derde ben yabancımıyam
Dert geldi, gitmez baştan
Her derde ben hancımıyam
Geçmiyor vakit
Ne bakacak bir bahçem var,
Ne kedim, kanaryam
Elimde bir soğuk çay,
Balkondayım,
Yoldan geçenlere bakarım
PiLOT AMCA
(Irak’taki çocuklara)
İnsanlar ne kadar medeni
Kılıcıyla yürekleri sökmüyor artık
Öldürdüklerinin gözlerine bakmıyor artık
Bir fakiri, bir muhtacı görmezsin
Baktım ki kalbi mühürlüsün.
Her bi yanın sağlam ama
Anladım, vicdanen özürlüsün.
Doktor, yanındaki kendisi kadar ciddi ve sert bakışlı baş hemşire ile birlikte hastanın son bilgilerini inceledikten sonra, oda dışına doğru yürümeye başladı.
Aniden rahatsızlanıp, hastaneye getirilmiş olan adam, gülümsemeye çalışarak seslendi;
-Hey! Ben henüz yaşıyorum. Benimle de konuşabilirsiniz.
Doktor, yüzündeki hala ciddi ve hala sert olan bakışlarını bozmadan döndü;
-Ne konuşmalıyız! Spor, magazin, borsa?
Doktorun, her kelime arasında duraklayarak, vurgu yaparak konuşması ama şaka yapar gibi bir halinin olmaması, hastayı şaşırtmıştı.
Ne gökte ay gülümsüyor
Ne deniz kokusu havada.
Ne de hasretin içimi yakıyor.
İşte şiirsiz bir akşam daha.
24-07-2007 08:40
Hey!
Bu belki, seni son görüşüm
Hazır neşeliyken
Hazır yüzümdeyken gülüşüm
Soldurdun içimde
Son ümidi, son yaprağı
Sensiz bana her yer
Kırık kalpler durağı
Salih ve babası, soğuktan ve yiyecek bulamayıp İzmir’de deniz kenarına gelmiş olan flamingoları ziyaret etmiş, simit vermiş ve rastladıkları yaralı bir yavru flamingoyu tedavi etmişlerdi.
Eve döndüklerinde, Salih hem çok yorgun, hem de çok mutluydu. O gün yaşadıklarını annesine anlatırken bazen coşuyor, bazen de yaralı yavru pelikan aklına gelip üzülüyordu. Sonra annesini teselli etmek ister gibi atıldı;
-Ama üzülme anne, biz babamla yarasına bakım yaptık. Hem de babam veteriner arkadaşını aradı, aynen onun söylediği gibi sardık.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!