Sevgiyle tutulan eli bırakmak ne acıdır
Ne acıdır bırakmak zorunda kalmak
Yüreğin akarken her bakışında gözlerini kaçırmak ne acıdır
Mutlu olmak varken mutsuzluğa yelken açmak
Yol vermek sevdaya ne acıdır
Geceleri gözyaşlarıyla ıslanmış bir yastıkta uyumak
Ne çıkardı şu kahveyi beraber içseydik
Denizi koklasaydık, yıldızları saysaydık
Uzaklığımızı, yasaklığımızı unutsaydık
Birkaç saat olsun mutlu olup avunsaydık
Ben mi istedim böyle acıyı
Yarım kalacak bu ağır romanı
Değişir sandığım kara yazımı
Yazan Kalemi kırmış, vermiş kararı
Neden sustun şimdi,
anlatmak isterken gözlerin
binlerce
yılın geride bıraktıklarını? Neden sustun şimdi
dindirmek isterken ellerin
binlerce
Hatıran kaldı bana
Göğsümde batan yara
Alıştırdın gözlerimi yeniden ağlamaya
Ve Küsmeyi uykuya
Boğazda düğüm düğüm ama
Feryat figan neden
Ne sandın
Çıkıp gelince şu saatte apansız
Boynuna mı atlarım sandın
Unutup yaşananları umarsız
Eskisi gibi severim mi sandın
Hayat acı değildir aslında
Bir çorbaya katar gibi acı katarız ona
Sevgimizi bastırak
Öfkemizi yutarak
Sevincimizi gizleyerek
Düğümleye düğümleye cümleleri
Sevmek anlaşmaktı
İncinmemek, incitmemekti
Canların birliğiydi; mesafelere rağmen, şartlara rağmen...
Geç kalmış olunsada vazgeçmemekti.
Acıya inat Fedakârca;
yollara, saatlere, günlere, haftalara inat vefakârca;
Gitmek ne zormuş
Beni sana getiren bu şehirden
Sonra Birgün Yollarına senle düştüğüm
Ve senle caddelerinden geçtiğim
Sahilinde oturduğum bu şehirden
Ayrılmak ne zormuş
Sükun istiyor artık şu dil-i perişanım
Ruhum sükun istiyor belil hayli zamandır
Teşne çeşmim, teşne femim teşne tenim
Kesif aşk şarabına
Sesim kısık notam bitabtır
Her kim görsem ker candır canımın feryadına



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!