Sabah kahvemde
dans etti siyah elbisen
Kafam karıştıkça döndü döndü
O karanlıkta gözlerini seçtim
Güzel değil muhteşem
Yalın ayak kumların üzerinde
Sessiz odalarda kör oldum
Burası soğuk çok soğuk
Yalnızlık ile örtülü üstüm
Unuttum diye diye
Hatırladıkça sustum
Bir ses bittiğini söylüyordu
Anlamadığımız dilde
İnadımız sönmüyordu
Yanıyordu tenimizde
Gölgelerimiz değmiyordu
Sen hep uzak
Ama hep benimle beraber
Saklanan bir dokunuş gibiydin
Dokunmaya korktuğum
Parmaklarımı yakan hasret
Ve hala
Yağmuru sevmeyen insanlar
Zaten yıkanmıyordur
Bana yıkanmak yetmiyor
Kalbime de yağ yağmur
Yalnız bir adam yaşıyor oralarda
Eski albümlere benden çok baktığı kesin
Terk etmek, terk edilmektir
Baba iyi misin
Aynada gözlerime bakamıyorum artık. Gördükleri karşısında üzülmesinler diye.
Kendim ile göz göze gelmekten utanıyorum. Zaten kendime söylediğim yalanlara inanmıyor gözlerim. Yüreğimin yalancısıyım oysa. Bağlanmış bir kere, vazgeçmiyor ne söylersem.
Ne kadar acı çeksem. Ne kadar horlansam. Vazgeçmiyor işte. Vazgeçemiyor.
Bir ayağın altında ezilen çiçek gibiyim. Her gün tekrar gövdemi doğrultuyor ve tekrar ezilmemi bekliyorum. Oysa koparsa kökümden, öldürse kabulüm.
Kollarım ateş çemberi sadece yalnızlığıma sarılıyor ona kıyamıyorum. Yakarım diye, üzülür diye korkuyorum. Gün ve gün tükeniyorum.
Suratıma kokat gibi vurulan sözlere aldırmıyor ta şuramdan gelen keman sesini dinliyorum.
Güzel bir gündü
Deniz sakin hava günlük güneşlik
Yem, nevale ve bir küçük Rakı
Küreklerimi çekerken gülümsüyordu sahip
Bayrak tepenin batısında attı demir
Oltalar hazırlandı haydi ya nasip
Gölgeler yazdım dudaklarına
Renginde hep gözlerin vardı
Biraz zeytin biraz armut sarısı
Her dokunduğumda
Dudaklarım yandı
Zengin ve çirkin dullar cehenneminde
Cenazeni kaldırıyorum bu şiire
Acım boğazıma düğümlenen ağlamaklı şairliğim
Kimsenin umurunda değil
Plaja mezara gider gibi gidenlerin
Bir melemen söyledim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!