getirdiler:
yerden yeni fışkırmış
bir servi gibi
dikildi
önünde
darağacının.
çok elbet sizlere diyeceklerim,
çünkü az sürede yaşanan çoktu.
bu yüzden küf tuttu çilekeş terim,
gönlümün gökleri bu yüzden çöktü.
kafdağı ardında tutuşurken tan
-Bulgar şairi Voymir Asenov’a-
içimde bir at koşuyor dörtnala
yağız bir at, yavuz bir at, tez bir at;
ayakları ayak değil de kanat,
çıkagelmiş rest çekip bir masala.
ters okudum belki bilim dersini
bu yüzden mi acep şaşmam çok şeye?
ne zor işmiş kuşanıp güz sisini
okyanus geçirtmek kart bir tekneye,
karar kılmak en garip bir özlemde
kısadan da kısa, hem de çok kısa,
çok kısa sürüyor sevişlerimiz;
eğer gidişata bir bakılırsa,
sanki biz, eski biz asla değiliz.
hani çıldırtırdı yüreğimizi
evvelden yalan bahçesinde yaşayan bir sahtekâr-ı pir
kendi yalanlarına herkesten çok kendi inanmış sonra
ve ateş nehrine dönüştükçe kalbindeki kanayan yara
oraya atmış, orada yakmış öksüz duygularını bir bir.
zaten yalan tohumundan yetişmemiş mi insanoğlu
havva’yı kösnüten, adem’i azdıran zevkli yalandan
yaşam sırlı bir yoldur,
bilmeden tükettiğin;
ne gelişin sorulur,
ne de niçin gittiğin.
kalbin yalan söylemez,
duy sesini kalbinin;
anlaşılan
en uğursuz bir çağın
en kargışlı göklerinden damladım,
göbeğinde
en şeytani tuzağın
en siyah sütuna kazındı adım.
nereden esti bu öfkeli yel,
nerden geldi bu somurtkan bulutlar?
neden bu kadar erken elendi bu yıl
göğün eleğinden bu kar?
el çekmeden kırdan toprağın bereketi,
ambar kapılarına kilit vurulmadan,
tekdüzelik
arsızca yapışmış da tenime,
usanç zevki boğacak beni nerdeyse;
bugün – yarının dünü,
yani dünün ertesi,
uğurlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!