Şu “yalan dünyada” karadır bahtım,
Elime aldığım dal, çürür gider.
Dolsa hazineler, kurulsa tahtım,
Kısmet olmaz bana pul çürür gider.
Kahretmem feleğe, şükre nailim,
Bir name yollamış sevdiğim bana
Gel de bu halimi gör diye yazmış
Beni öldürüp de girme kanıma
Sensiz hayat bana zor diye yazmış.
Bu sevda ne imiş dağı eritir
Yeter yerden yere vurduğun beni
Ayakta durmaya hal mi bıraktın
Her yerde perişan gördüğün beni
Gel kurtar demeye dil mi bıraktın
Yetti bu işkence ettiğin yetti
Bizim köye muhtar yaptık bacıyı
Süzer, süzer bitiremez Fadime
Kendi bildiğince bir haritayı
Çizer, çizer bitiremez Fadime.
Kamçılar kır atı şahlansın diye
İHANET’İN YARASI
Gül aldım diken oldu ellerimin içinde
Hepsi ihanet dolu hepsi aynı biçimde
Bir sadakat bulsaydım çok değil bir kaçında
Dinle beni gaddar Ağa
Gelmeden mi gideceksin?
Heybetin benziyor dağa
Ölmeden mi gideceksin?
Etme bulma dünyası, bil
ELLER KALIR
Ateş yanar duman, gider,
Kor yerinde küller kalır.
Yaprak solar zaman gider
Har içinde güller kalır.
ERCİYES
Nice şair, şiir yazmış görmeden
Sana âşık kullar gibi Erciyes
Niceleri yorgun düşmüş varmadan
Engel dolu yollar gibi Erciyes
Düşünmedim çamurunu tozunu
Göremedim aşk kapattı gözümü
Ta Maraş’ tan bir güzelin izini
Süre, süre geldim ben bu diyara
Başkasına vermem diye avımı
Gitmesi gerekir erken kalkanlar
Uzaklardan gel diyorlar, giderim
Gençliğimde dağ görünen mekânlar
Ova oldu yol diyorlar, giderim.
Zehir’e bal dedim ekmeğim aşım



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!