Teyze bir çay koyup anlatmaya başladı.
Yüzünün çizgilerinden yılların yorgunluğu akıyordu.
Dudakları kaygılıydı, dili ise suskundu.
Maviydi gözleri… gökyüzünü kıskandırırcasına.
— Evlat, dedi sesi titrek, yüreği ürkek.
— Dinle beni.
Ve başladı sözlerine, gözlerime bakarak:
— Sakın birine hemen güvenip sevme.
Gözlerim kocaman açılmıştı.
Şaşırarak sordum:
— Neden?
Teyze derin bir nefes aldı, aynı kararlılıkla tekrarladı:
— Sakın birini sevme...
— Kimse sevmeyi bilmiyor artık.
Bir an durdu. Sonra, geçmişe doğru açıldı sesi:
— Aşk... sevgi... eskidenmiş.
— Bak ben amcana nasıl âşık oldum, anlatayım sana.
— Şimdikiler aşk mı evladım?
— Babam, amcandan vazgeçeyim diye beni on gün ahıra kilitledi.
— Şimdi olsa, ‘o gider, öbürü gelir’ derler.
— Bizde sevda bir ömürlüktü...
— Şimdi beş günde siliyor sevenler birbirini.
Şaşırmıştım. Susmuştum.
O ise devam etti, gözleri uzaklarda:
— Ben o ahırda ağlarken, sevdamla konuştum sessiz.
— Her saman tanesi şahidim oldu.
— Tertemiz sevdim evladım.
— Bak şimdi... yıllar geçti.
— Gözüm dolu dolu anlatıyorum.
— O hâlâ rüyama giriyor.
— İsmini içimden tekrarlıyorum.
Dayanamadım, sordum:
— Peki ne oldu Teyze? Amcaya kavuştunuz mu?
Sesi titremeye başladı. Gözlerini kaçırarak cevap verdi:
— Babam... bir gece ahırın kapısını açmaya çalışırken onu yakalayıp vurdu.
Donakaldım.
— Ne?! Vurdu mu?
— Vurdu...
— Öldü oracıkta.
— Babamı hiç affetmedim.
— O da kendini affetmedi...
— İntihar etmiş. Komşular söyledi.
— Bana da bir mektup bırakmış.
— Yıllar geçti... ama hâlâ cesaret edip okuyamadım.
Yutkundum, sessizlik çöktü.
Sordum:
— Hiç mi merak etmedin, Teyze?
Teyze yavaşça başını salladı. Gözleri doldu.
— Ah evladım... benim dağım yıkıldı.
— Hangi söz onu geri getirebilir?
— Ya da gözlerimden silebilir kan kusa kusa öldüğünü?
Cebinden eski bir mendil çıkardı.
Yıllar geçmesine rağmen üzerinde yer yer kan lekeleri duruyordu.
Titreyen sesiyle dedi:
— Bak...
Gözyaşları mendili ıslatıyordu.
Anlamıştım...
Sevdiğinin kanıydı bu.
Sustuk.
Bir süre sonra, gözyaşlarının arasından konuştu yeniden:
— Evladım, yürek kırılır da kolay kolay onarılmaz.
— Bir sevdaya düşersen... bil ki çıkışı olmaz.
— Ama sakın sevme demem.
— Sadece... çok güvenme derim.
— Kalbinin anahtarını hemen verme.
— Bazı insanlar gelir... kırar...
— Sonra da ‘görmedim’ der, çekip gider.
Susmuştum.
Gözlerim dolmuştu.
Sadece fısıldayabildim:
— Ben de sevgi istiyorum... ama korkuyorum aslında.
Teyze başını hafifçe yana eğdi.
Gülümserken gözleriyle sarıldı bana:
— Bilirsin evladım…
— Korku da sevginin bir parçasıdır bazen.
— Yaralı yürekler biraz çekingen olur.
— Ama sevgi sabır ister, emek ister.
— Dikenler arasında açan bir gül gibi narindir.
— İnce ince dokunmalı yüreğine.
— Yavaş yavaş… ağır ağır…
— İncitmeden sevmeli.
— Ve sana çok değer vermeli.
— Birini sevmek cesaret ister.
— Kırılmamak için değil,
— Yeniden ayağa kalkmak için.
— Sevgi bir yolculuktur evladım.
— Korkma o yoldan.
— Ama önce… kendine güven.
— Ve karşındakini iyi tanı.
Teyze son bir kez derin nefes aldı.
Gözlerinde hem yaş, hem umut vardı.
Yavaşça söyledi:
— Unutma evladım…
— Sevgi kırık da olsa onarılır zamanla.
— Yeter ki yürekle dokunsun sana.
Hafifçe gülümsedim.
Sözleri içimi ısıtmıştı:
— Senin sözlerinle biraz daha cesaret buldum.
— Belki de sevmek...
— Korkularla birlikte büyümekmiş.
— Ve hayat da... o sevgiyle anlam kazanırmış.
Teyze usulca gülümsedi.
Gözleri dalgındı, sesi uzak bir yerden geliyordu:
— Sevgi emektir, sabırdır, bazen susmaktır...
— Ama bazen de... yitik bir gemi gibi limana varmaz.
Başımı kaldırdım.
Göz göze geldik.
— Öyleyse sevgiyle yürürüm.
— Yüreğimle anlarım.
— Ve anladım ki sevmek;
— Beklemek... sabretmek…
— Yaralarını sarmak…
— Ve unutmak değil…
— Hatırlamakmış.
Sustuk.
Bir çay daha koyduk.
İki kalp biraz daha yakınlaştı o akşam.
Ve ben anladım...
Teyzenin tek istediği,
Gerçekten sevgiyi bulmamdı.
Çay bitti. Akşam oldu.
İki yürek de biraz daha büyüdü o gece.
Sessizlikte kaybolan sözcükler,
En derin sevginin sessiz çığlıklarıydı.
Ve biz o çığlıkları en derinimizde duyduk,hayatın sagar ettiği kulaklarımıza inat...
17.07.2025 10:14
Kayıt Tarihi : 17.7.2025 10:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!