BİR TEBESSÜMÜ BİRBİRİMİZE ÇOK GÖRMEYELİM
Dostluklar dayanır, ahde vefaya
Dayanılır dosttan gelen, cefaya
Ne olursa olsun, dikkat et kafaya
Caka satma, gerek yok tafraya
Ahde vefayı, bugün arar oldum
Bulamadığımdan dolayı, soldum
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Devamını Oku
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Muhteşem bir öyküye kurgulanmış şiirinizi okumak hoştu. Kutluyorum sn. Gürsoy.Şiirinizle adaş şiirimi ekliyorum yorumumun altına.Esenlikle...
AHDE VEFA
“Yıldızları topladım gözbebeklerinden
Saçlarının her bir teli ipekten
Öksüz bir çocuğum senden ayrıyken.
Sensiz geçen günlerimi yok saydım
O yüzden bak büyümedim meleğim
Günleri say, yakında döneceğim.”
Bilmem kaçıncı kez okurken
Düşürdü titreyen ellerinden.
Yazıldığı kağıt artık sararmış
Dizeler gözyaşlarıyla yıkanmış
Bu nedenle birbirine karışmış
Kutsal bir belge gibi eğilip
Koklayarak aldı düştüğü yerden
Sakladı itinayla yine Gülçehre…
Kuş sesleri geliyordu açık pencereden
Mevsim bahar mıydı ne?
Oysa yüreğinde zemheri ayazı
Yıllardır dindiremediği bir sızı.
Eğer mevsim baharsa
Neydi bu zamansız yaprak dökümünün hızı?
Ah anladım; onlar, umut ağacının yaprakları…
Konsolun üzerinde eski, el oyma bir ayna
Hırsla dağıttı saçlarını, baktı aynaya
Taradı şuursuzca belki bin defa
İpek miydi her bir teli hala?
Gözlerindeki yıldızlar sönmüştü oysa
Yüreğine kırağılar yağmıştı
Artık her mevsim hep hazandı O’ na…
Loş odasında bir çeyiz sandığı
Yıllardır kapalıydı kapağı.
Uzandı açmaya, eli geri geri gitti;
Bir nişan yüzüğü, bir mendil, birkaç dantel,
Hapsetmişti gelinliğini ve gençliğini
Sırlarıyla birlikte sandığına Gülçehre…
Ne kısmetler çıkmıştı da
Bakmamıştı hiçbirine göz ucu ile.
Salondaki CD çalardan
Madama Butterfly sesleniyordu
Kendininkine benzeyen kaderiyle.
Yurt dışına görevli giden nişanlı
Evlenip dönmüştü Alman Erika ile
Niyet etti etmesine de
Harakiri yapamadı bir türlü Gülçehre
Günahtır diye…
Küçük bir evleri olacaktı bahçe içinde,
İki çocuk isterlerdi; biri kız, biri oğlan
Eğer Yaradan verirse hediye.
Oysa ne diller dökmüştü
Giderken vefasız nişanlı;
“Sensiz nasıl geçer o uzun geceler?
Sensiz yaşamak bana ölümden beter”
Daha neler neler…
Yalanmış demek ki bütün yeminler
Tutulmazsa neye yarar vaatler?
Gözlerinden güz yağmurları düşerken yere
Aldığı son mektubun sıcaklığı hala yüreğinde
Anlayamadı bir türlü, sordu Gülçehre:
“Nişan yüzüğün bile duruyor bende,
Ahde vefa bu mudur?
Bu mudur sence?...”
Naime Özeren / Mayıs 2008
YÜREĞİNİZE SAĞLIK...
SUNA BAŞ ŞİMŞİR
ARAR OLDUK SORMAYIN NERDE AHDE VEFA? YÜREĞİNİZE SAĞLIK..GÜZELDİ...SELAMLAR
ZEYNEP CANBAZ
vefa yoktur der...eskiler ve istanbulı görmeyenler ...
vefa istanbulda insanların pek ugramadığı bir semt ...
güzel ve zarif bir şiir kutluyorum güzel kardeşimi on tam puan benden bu güzel şiirinize selamlar sevgiyle kalın
Bu şiir ile ilgili 35 tane yorum bulunmakta