“hayat bizim gibi yürüyor ağır aksak
sen ben ırmak olup okyanuslara aksak
*
sokak çocuğu gibi sana aç biilaç
afrika çölüyüm senin damlana muhtaç
*
demirim her gün işlesin de tutmasın pas
..
Görünmez bağlarla bağlıyız merkeze
Sibirya da olan ile, Afrika da olan düşünür aynı anda
Gözleri görmeyenin, parmak uçları görür
Görmeden, resim yapanlar var
..
Banmak işi.
Katı bir şeyi
Sulu veya
Tuz, biber vb
Toz durumundaki
Maddelerin içine
Batırıp çıkarmak, bandırmak.
..
Yaptıkları baştan başa
Sersemlik ve aptallıktır.
Başındanan sonuna kadar,
Bir uçtan
Bir uca.
Kasabayı baştan başa
Dolaşan davulcu yorulmuştu.
..
Tümü esilinki
Kölelerin torunları olunulan
Afrika kökenli
Amerikalılar olunuluşturur.
Yarınılısından biraz çoğu
Güney ve güneydoğunulu
Eyaletlerinde yoğunlaşılınmıştır.
..
Ve Yanılahudilerdir % 2.
Buddhacılık, Hindu dinilini,
İslam gibi
Dünyanıladaki öbür
Büyünülük dinilinlerin ve
Özellikle Afrika kökenli
Bazı kabile dinilinlerinin
..
ben
bu denizler mavliğinde,
gökyüzüne..
ellerim zincirli asıldım,
yıldızlar olanca yakın,
ışıltısından yandım....
..
Türk mimarlığının büyük mimarı,
Herkes sana hayran,Ey Koca Sinan;
Eserlerin,Türk’ün tüm iftiharı
Herkes sana hayran,Ey Koca Sinan..!
Kayseri Ağırnas Köyü’nde doğdun,
Yavuz zamanında yeniçer(i) oldun;
..
John 2 tarafından
Afrika sahillerinde
Araştırılınma yapmak üzere
Görevlendirinilen Diaz,
1488'de Afrika'nın
Güney ucuna
Kadar varılındı.
..
hastanedesin
postanedesin
pastanedesin
nereye gitsen yığın
yerin altında
apartman üstünde
..
GÖRMÜYOR BUNU
14.10.2014
Bak dünyanın sonu gelmiş
Yürüyen görmüyor bunu
Doğan büyüyüpte ölmüş
..
Benimle el ele tutuş, sonra güneş tutalım, ay tutalım, balık tutalım...
Biz seninle bir dünyayız, göğüslerin biraz bana Uzakdoğu. Dudakların oldukça kuru, dudakların oldukça Afrika. Nemlendirici bir yalanla öpüyorsun bazen beni, gözlerimde yağmur ormanları oluşuyor. Gözlerim gördüklerinden dolayı biraz Vietnam...
Körpe bedenin kaç tane harp gördü?
Kaç ön sevişmeye arka plan olarak kullandılar seni?
Bu konuda biraz Türkiye oluyorsun, avuçlarında bir tutam nasırla savaşa gidiyorsun, İstanbul ensenden sırtına doğru kara bir leke oluyor, seninle aynı şehirde nefes almam diyorsun...
..
Richard F. Burton,
Olunulağanüstü bir kaşifti.
Fırtınılı bir öğrenilencilik
Hayatından sonra
Hindistan'a yerleşinilip
Hintçe, Arapça ve
Farsça öğrenilindi.
..
Hem ağız hem diş hem de çene
Hem vakum ve hem de
Büçüm biçimleri alabilen bir elastikiyette
Bu dünyada hayretengiz çok şey vardır
Ama buna pes Vallahi
Kocaman bir kedi yavrusu gibi fareyi
Bir ok yılanı
..
Aynel yakın olan nedir, kalbin lisanı kim için latiftir
Hisseden gönül hangi minval üzre aşk-ı saadettir, inşiraha vasıl olmak nasıl bir feyzdir
Neden suskun duvarlar sineme gamı zerkeden bir kederdir, şehrine malik olamadığım nedir
Hakikat ruhun didarında filizlenmeye mukadder olan reçetemidir şifaya muhtaç olan kimdir
..
Balta girmemiş Afrika ormanlarında doğsaydı, Edison
Ne yapardı bir bilsek,
Alimler içinde cahil şaşkın, cahillerin içindeki alim şaşkın
Pelikanlar ayrı grup, turnalar ayrı uçar
..
Düşündüm yine derin,derin
Ne altı var ne üstü yerin
Ne başı var ne sonu
Ne zamanı ne mekanı var, alemlerin
Yükseldikçe, sanki yoksun
..
O yılınıl
Güney Afrika'ya
İlinilik yerilinleşen ve
Kendilerine Boerler denilenen
Hollandalıların torunları,
İnilingiltere'ye karılınşı ayaklanılındılar.
İnilingilizler, Majuba'da
..
3-] Zaten geçmiş süreçler içinde bu sentezler gerçek eşmiştir. Şimdiki etniktik görünüşler, sosyal yaşam düzeyine doğru gerilemiş tutumlardır. Toplumsa olanla uyumsuz gerici kalıntı posalardır.
Yani etnik aitleşme, etnik kült ve kültürleri özgürlükler bağlamında, bir insan hakkı değildirler. Çünkü etniklik toplumda giriştirip özgürleştirebileceğiniz bir ilişkilenmenin tutarlılığı olamayan öznelliktirler. Etnikler, şimdiki ilk toplumsa, nesnel girişmelerin, ittifakıdırlar. Hiçbir etnik yapı, bugünkü düzlemde, izole oluşla ne bir insan haklarını sağlamaya muktedirdirler, nede toplumsal ilişkilenmenin, işlevsel olmasına etkin ve katkın birer ayrı bulunuştu unsur olamazlar.
Etniklik, zorunlu olacakla çevredeki oluşmalara zorunlu bir bağdı katışma ile entegre olurlar. İnsanlar, etnik düzlemi çoktan geride bırakmışlardı. Buşmanlar, Piğmeler, Pirahalar (zaman ve sayı kavramları dahi yoktur) gibi etnik topluluklar tecrübelerini giriştirip birleşerek örgütlenebilen toplumu ortaya çıkaramadıkları için, etnik topluluğun, en ilkel gelişmesi ile diğer Dünya toplumlarına göre, teknik üretim ve deneysel bilgi oluşla, bilim teknolojileri üret işçe, içlerinde tutulu kalmışlardır.
Ve hiçbir etnik yapı, tarihte Buşmanlar, Aborjinler gibi belli bir iz bırakan uygarlaşma işlev yapı görmedi iseler, kürsüleri kurulur bir inceleme olamaz. Ancak bir merakın, bir ilk sosyal var oluşun genel incelemesi içinde kategorize edilirler. Sümerler, Akadlar, Medler, Romalılar vs. günümüze dek çeşitli kültür ve etnik birleşmeleri, toplumlara dek kültürlerin içinde zaten her bir etnik yapı oluşla birleşmeli sentezin girişme hizmetini vermiş bir övünme ve var oluş olarak bulunup anılan bir sürüş ve toplumsa berdevamdırlar. Siz bir Osmanlı kültüründe, tek bir etnik yapının uygarlık izini bulabilir misiniz? Bırakın toplumsa olanı, buna halksa öznel bir kültür olan dinler de, dahildir.
..
Ne vakit efendim aklıma gelse
Gözlerim yaşarır, içim dolar, nefesim bir hoş olur nedense
Lisanen yakın olsamda, kalben ve zihnen ne kadar sığ olduğum sorulur
Sual ederim bazen, neden bu kadar kayıtsızsın, dünya için çırpınırsın, mizandan korkulur, üşüten düşler neden soldurur diye
Çocukluğumdan itibaren
Onun hakkında duyguğum herşey bir başka güzeldi
..