Sen sancılardan sancı beğen bana
Burada meçhul bir ölümü tatmayacağım
Veremli katillerimin tabutlarını koklayacağım
Biliyorum
Bana deli diyecekler yokluğumda
Varlığımda yüzüme gülecekler
Yemin edecekler beraber karanlıkta yürümeye
Lakin yarı yoldan geri dönecekler
Sahte gelecek hepsi aniden
Astigmat gözün gördüğü kadar
Sileceksin bir kalemde tüm hayatındakileri
Hışımla giyeceksin uzun siyah feraceni
Dağa vuracaksın kendini tek başına
Orada her sabah Güneş’i yakalayacaksın
Oturacaksın karşısında bağdaş kurup
Saatlerini yalnızlığa adayacaksın
Yalnızlığına
Böylece
Sözde halktan uzaklaşmış olacaksın
Taşlar, ağaçlar, su birikintileri
Hatta kurtlar ve böcekler
Senin yeni halkın olacaklar
Hitabını onlara yapacaksın diktatörce
Sözünü geçiremediğin sevgililerin gelecek aklına
Siyah feracenin yakasını sıkacaksın hırsından
Avucunu taşla doldurup
Aşağıya şehre fırlatacaksın
Haykır gırtlağın patlayana kadar
O taşlar kimilerinin başlarını yaracak
Kimilerinin gözlerini kör edecek
Kimilerine de gül olup gökten yağacak
Feracenin eteğini elinle tutup
Şehre ineceksin
Başı yarılanları değil de
Ellerinde gül olanları arayacaksın
İşte o zaman Şems ışıklarını
Sadece sana yönlendirecek
Gerçek ve sahte olan keyfiyetler
Usulca gün yüzüne çıkacak
Balkonda çamaşır asan kızın bakışları
Islanmış elbisesi ve elinde gül yaprağı
Şuh bakışlarıyla seni dağa çağırır tekrar
Sözleri mızrak kadar keskin
Ama saçları ateş kızıl
Ve ağır basıyor varlığı
En az otopsine girmesini isteyeceğin kadar
Seni senden alma özelliğine sahip
Biliyorum bana yine deli diyecekler
Özgür dostlar, hür sevgililer
Sahici dostlar adına
Parmağının acıdığını fark edeceksin
Çıkarsın dağ yoluna
Bakma arkanda hala ağlayanlar var
Sen çözemedin hangisi sahici
Bırak gerçek olanlar
Gelir nasılsa ardından dağ yoluna
Gün geçti…
Peşinden iki hafta…
Aylar sıraya dizildi
Kara sakalına beyazlar karıştı
Ne gelenin var ne gidenin
İşte o zaman
İn şehre gümbür gümbür
Ara ve topla attığın taşları yerden
Gördün ki ona bile layık değil halk
Zor olsa da
Vur kendini son kez gözü yaşlı patikaya
Artık yoruyor bu yol seni farkındasın
Gidicisin zaten halinden belli
Kır dizlerini kur bağdaşını son kez
Ölümden korkmuyorum bu diyarda
Nasıl olsa günüm gelince
Kargalar verecektir beni kara toprağa
Kayıt Tarihi : 5.6.2011 08:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!