Seni düşünmek
Kıyametin gölgesinde
Serçeyi avutmaktır ekmekle
Ve sabaha kavuşmamış
Bir ninninin ipine asılmak
Seni düşünmek
Kör kuyulara bağırmak,
İçimden geçeni susturamamak
Ve her suskunluğumda
Kendimi tetiğe sürmek
Seni düşünmek
Zincire vurulmuş
Bir destanın nabzıdır
Kayıtlara geçmemiş
Ama dağlara kazınmış bir yemin
Seni düşünmek
Bir çocuğun,
Üç harfli bir umutla
Göğe bakarken gülümsediği andır
Sen...
Dudaklarımda yasak
Yüreğimde yaslanmış
Adı bile söylenmeyen
Ama her şiirde
İsyan diye yazılan
Kayıt Tarihi : 17.8.2025 14:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Köyün üzerinde ağır bir sessizlik vardı. İnsanlar konuşurken bile fısıldıyordu; çünkü bazı kelimeler yasaklanmıştı. O kelimelerden biri, aslında bir isimdi. Bir çocuğun dudaklarından kaçan küçücük bir gülümseme bile, göğe yazılmış bir ihanet sayılıyordu. Ama çocuk anlamıyordu; sadece gökyüzüne bakıyor, üç harfli bir umutla gülümsüyordu. Bir adam vardı, yıllardır ismini anamadığı o kadını düşünüyordu. Ne zaman susmaya çalışsa, kalbi daha çok bağırıyordu. İçinde zincire vurulmuş bir destan çarpıyordu; tarihin unuttuğu, dağların unutmamaya yemin ettiği bir hikâye. Ve o adam biliyordu: bazı sevgiler, ismi bile söylenmeden bütün bir çağın en büyük isyanına dönüşür.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!