Ey aşk
Böyle değildin sen eskiden
Nergislerin buğusu vardı yakalardım gözlerinde
Bir ceylanın ürkek soluğuydun su başında
Sonsuzluğun ardı vardı
Kartallar imrenirdi doruklarına
Nerede bir güzel görsen
Abanırdın yüreğime sızılı
Zaman ne ki zemberekten boşalırdın
Kopup giderdin yıldızlara değerdi başın
Neredesin aşk böyle değildin sen eskiden
Ey benim mancınık kurgusuna sıkışmış sevdam
Çık yivinden yırtın şu karanlıktan
Henüz barut kokan namlulara sürül
Ulu şimşekleri andırırcasına parlak ateşlen
Volkanlar kişnesin kıskançlıktan
Mesafesiz atlaslarda kaybol
Hiç hesapsız uçsuzlara kaybol
Üç maymun sana gülmeden davran
Davran üç arşınlık sarı beze sarın
Nemli tapınak duvarlarına kazı yazgını
Oradan toprağa düş bereket ol üzüm ol
Bakire kızlar çiğnesin seni al topuklarıyla
Sonra bir mabet serinliğinde usulca diril
Gözlerin asırlık küflü mahzenleri koksun
Dudakların şarabı
Ey aşk
Yine ince ufuklara çizil
Öz varlığında döndüğünde
Develerin katar gözlerinden çöllere uzasın
O eski huyun
Böyle değildin sen eskiden
Yazsam anlar mısın
Kutalmış Tonyukuk YILMAZ 1997 ankara
* İşbu Şiir Şairinin Adına Kayıtlıdır. Kayıt Tescil No: 203336633624
Kutalmış Tonyukuk YılmazKayıt Tarihi : 27.10.2004 23:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiir daha çok mistik bir hava taşıyor. Öyküsüyle bağdaşıyor mu bilmem ama... Çok şaşırtıcıdır, bir tv. programını izliyordum ve artık sermaye olamayacak kadar yaşlı genelev kadını, 'düşüşünü' anlatıyordu. Anlatırken bir taraftan ağlıyor diğer yandan da geçmişe dönüşler yaparak hain alçak kocasının tanımadığı adamların altına fırıncı küreği gibi nasıl sürdüğünü aktarıyordu. Dehşete kapıldım. Titredim. Sendeledim. Anlattığına göre ilk ve son aşkı imam nikahlı kocasıydı! ..
TÜM YORUMLAR (1)