Binlerce şiir yazılmış sana İstanbul!
Cazibene kapılmayan var mı ki bir kul,
Binlerce öksüz koymuşsun yüz binlerce dul.
Birde ben kaleme aldım seni İstanbul
Yerinden yurdundan çıkan san koşuyor,
Hey umut! Unuttunmu bizi?
Naz gafil avladı yine
Ömür biçare şaire şiir yaptı bizi.
Geceler gözlerimizde gün oldu yine..
And olsun sana yedi tepeli şehir!
Okumaya kıyamadığım güllerine and olsun!
Sana geliyorum İstanbul! .
Seni ve seni anlayabilmeyi
Anlamanın ne kadar zor olduğunu
Kayıtsız bir damlayım deryada
Çıldırmak; Ürpertinn kavşağında
Tasaları doya,doya yudumlamak
Nede zormuş zanla yaşamak!
Umutlar karınca,karınca
HABERİM YOK
Ey gönül ne bakarsın aval, aval
Yıllar mı? Yoksa ben mi tuhaf
Söyle...Benim bahtımdan karası var mı?
Dostlarım Vefasız çıkmış
Seni ve seni anlayabilmeyi
Anlamanın ne kadar zor oldğunu
Bak sigaranın son halinede
Anla şairlerin nasıl şair olduğunu....
Elimi uzattığım dal kurur benim
Kendimi bildim bileli çilekeşim
İçtiğim su bile bogazıma durur benim
Ben azrailin gönlündeki hazanım.
Ah! ...Rüyalarım bile uykuya hasret!
Evhamın hizmetkarları
Senli duygularımı tepeliyor
Karanlık inerken gözlerime
Efkar düğününe çağırıyor duaları
Şiirler nakış nakış kalemime
Kusuyor hasret yüklü kahırları
Kurguların sevdasına kapılan gençliğim!
Elbet birgün bogazına sarılır ellerim...
Ne zaman açsam beyaz bir sayfa
Çevirir birden bire rüzgarlar
Mazim dopdolu ve kirli sayfa
Çalar beyaz kağıdı rüzgarlar.
(1998)
Anladığım kadarıyla gözü ve gönlü doymuş biri.Sesi tok ve ağzı açıldığında kan emici yarasaların çıkmadığı, içi karanlık olmayan bir kişi.Güven zor bir duygudur.Zoru seviyorsanız güvenebileceğiniz birisi.