Çisil çisil yağan yağmur Hamza’yı bir anlık geçmişe götürüyor. Mutlu anılar dünyasına. Doğum gününe bir kaç gün kalmış bir yandan onu düşünüyor. Buruk ve iç çekerek gülümsüyor.
Yağmur artık dur durak bilmeden yağmaya başlamış. Hava soğuk. Telsizden komutanların , anlamsız ve can sıkıcı konuşmaları tekrarlayıp duruyor . Bu sözler askerin derdine deva olmuyor , Sıcak bir yuva ve yemek getirmiyor. Askerin moralini yükseltmiyor, Askerin ne bir sıcak yuvası var ne de yeterli maaşı.
Mühendislik fakültesinden mezun olan Hamza iş bulamayınca en son şehirler arası askeri bir kulede aşçı olarak işe başlamak zorunda kalıyor. Akşama patatesli pilav için hazırlık yapması gerek.
Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Devamını Oku
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,