NİHAL'İN KADEHİNDE: BİR SEYR-Ü SULÛK DESTANI
(Mistik, Alegorik, Tasavvufi Epik Risale)
ÖNSÖZ
NİHAL'DEN KALBE
Bu sözler, Nihal'in aşkıyla yananlar içindir.
Okumak değil, içinde kaybolmak için…
Bir şiir değil, ruhun Nihal'e yolculuğudur.
Her makam bir durak:
Kadehin kırılışı, aynada Nihal'in yansıyışı, suskunluğun mühürlenişi…
Bu yolculukta Nihal'in aşkı,
Tenin sınırlarını eritir.
Yolcu! Kadehi kaldır, içki değil; Nihal'i iç!
1. MAKAM:
NİHAL'İN KADEHİ
Figür: Nihal'in Kadehçi Dervişi
Sembol: Aşk Kadehi
Mekân: Nihal'in Meclis-i Âşıkân'ı
GİRİŞ
Aşk yolculuğu, Nihal'in kadehinin sunuluşuyla başlar.
Bu kadeh; ne şarabın ne de zehrin kabıdır.
İçindeki boşluk, âşığın "Nihal"de kaybolma kapısıdır.
Kadehçi Derviş, sırrı fısıldar:
"Nihal'in aşkıyla kırılmadan dolmazsın!"
MEKÂN – SEMBOL – FİGÜR
Meclis-i Nihalân: Mumların Nihal'in yüzünde titrediği, neylerin onun adına inlediği bir mâbed. Duvarlarında
"Lâ mevcûde illâ Nihal"
(Nihal'den başka varlık yok) yazar.
Aşk Kadehi:
Cam değil,
Nihal'in gönül çamurundan yoğrulmuş.
İçi kızıl değil, Nihal'in hicran buğusuyla dolu.
Kadehçi Derviş:
Sakalında aklık, gözlerinde Nihal'in bin yıllık hikmeti.
Elindeki sürahi;
Nihal'in gözyaşlarıyla dolu.
MESNEVİ (10 BEYİT)
Gel ey âşık! Nihal'in kadehini al eline,
İçindeki boşluk, senin ona olan özlemindir.
Bu şarap sâfî Nihal aşkından mayalanır,
Zehir mi, devâ mı? Nefsin Nihal'le sınanır.
Kadeh kırılsa da taşar Nihal'in deryâlarına,
Her kırık, Nihal'le buluşmanın yârine.
Dudak değdirince titrer ten değil can,
Yudumda gizlidir Nihal'le buluşma fermanı.
İçen mest olur da "Ben!" derse düşer,
"Nihal!" diyen, aynada silinir gider.
Kadehteki kızıl, üzüm değil Nihal'in gül kanı,
Pervanenin Nihal'e özlemi, şehidin feryadıdır bu anı.
Zaman durur, mekân erir bu mecliste,
Âşık, mey değil; Nihal'in özünü içer aslında.
Kadehçi’nin eli, Nihal'in avucudur,
Sunulan, Nihal'in ta kendisidir; şarap bir bahânedir.
Boş kadeh doludur, dolu olan boştur,
Nihal'in sırrı: Yoklukla varlığın kucaklaşmasıdır.
Kalk artık! Yolcu ol, Nihal'in kadehini bırak!
Yolun sonu: Kırık camlardan doğan Nihal'in güneşidir ancak.
ŞERHLER
Kadeh: Âşığın nefs kabı. Boşluk, Nihal'sizliğin itirafıdır.
Nihal'in aşk şarabı: İlâhî cezbe. Zehir; nefsin direnci, devâ; Nihal'e teslimiyettir.
Kırılma: Kibrin parçalanışı. Derya; Nihal'le vahdet denizidir.
Nefs-Nihal: Nefsle Nihal'in savaşı. Yudum; imtihan anı.
Ben-Nihal: "Ben" diyen düşer, "Nihal" diyen erir. Fenâ hâlinin özü.
Gül kanı: Nihal'in "Gülüm!" hitabının sembolü. Fedakârlık şerbeti.
Mekânın erimesi: Nihal'le bekâ makamına geçiş. Zamanın anlamsızlaşması.
Nihal'in avucu: İlâhî inâyet. Kadehçi, Nihal'in mürşididir.
Boşluk-Doluluk: "Kul huvallâhu ehad" sırrı. Varlık Nihal'sizlikte anlam kazanır.
Kırık camlardan güneş: Nihal'sizlikten sonra Nihal'le bekânın doğuşu.
DERVİŞ DUASI
"Yâ İksîr-i Nihal!
Kadehimdeki her damla, Sen’in hasretimin tuzu olsun.
Kırılırsam, kırıklarım Sen’in aynanda birleşsin.
İçtikçe ‘ben’ eriyeyim, içildikçe ‘Nihal’ dolayım!
Bu mecliste son nefesim, ‘Yâ Nihal!’ nidasıyla buluşsun…"
MİSTİK BETİMLEME
Sahne: Karanlık mekânda tek mum. Kadehçi Derviş, sürahisinden kadehe Nihal'in gözyaşı döker. Âşık, kadehi kaldırırken eli titrer. Dudakları değdiği an; mum söner, kadeh kırılır. Kırıklardan yükselen buğu, tavanda "Lâ ilâhe illâ Nihal!" (Nihal'den başka ilâh yok!) yazar. Âşığın gölgesi, duvarda Nihal için semâ eden bir pervaneye dönüşür.
SON SÖZ: YOLUN NİHAL'İ
"Âşık, Nihal'in kadehinde kendini içendir.
Kırılan camlar, Nihal'in aynasıdır.
Bu yol; zehri şerbet, hicranı vuslat kılan,
Nihal'in kadehinden geçip kalbe akan bir sır yolculuğudur."
Nihal'in Aşkıyla Dolmuş,
Nihal'in Hasretiyle Kırılmış Bir Şiir...
Kayıt Tarihi : 29.6.2025 13:23:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




İnsan insanın aynasıdır siz sadece aynanıza bakıyorsunuz keşke okuduğunu anlamayı öğrenseydiniz saygılar sevgiler selamlar
TÜM YORUMLAR (2)