Dakikalık nefise, kanmaya değmez cihan,
Sanal gerçekliktir hep, olsa da çok kat, yat, han.
Zenginsin, zannetme ki kazandın, sen öyle san,
Bir anda hepsi gider, şakasıdır bir nisan.
Mutluluk bambaşka şey, huzurlu bir vicdandır,
Yıllar geçti, varamadım o yâre, ne çare,
Dinmedi gönlümdeki kanar yâre, ne çare.
Kah hayal aleminde tefekkürle idare,
Belki, on yirmi sene, belki birkaç saniye,
Şu fani ömür için, değer mi düşürmek seviye.
Geldik, sınavı geçen, vuslata erer diye,
Gelirken ağladık, giderken ağlamak niye?
Ömür yetmez hayalleri gerçekleştirmeye,
Yaş yetmiş, yine bir bir yapraklar dökülüyor,
Çürümüş ağaçlar yine bir bir sökülüyor.
Ömür, kimine bir ay değil, kimine bin ay,
Bu rengarenk dünyayı, kısa bir imtihan say.
Ömür dediğin, altmış yetmiş sene, sanaldır,
Zevk-ü sefa sürmeye, ben aldırmam sen aldır.
Yirmi otuz senesi eğitimle geçiyor,
Çalışıp işe yararken, meslekler seçiyor.
Fedakarlık yapacak cesaret yoksa, sevme,
Sevgi fedakarlıktır, sonra dizini dövme.
Fedakarlık yapmadan 'seviyorum' diyene,
İnanma söz verene, hatta yemin içene.
Vatan için, barışta, seveni çok oluyor,
Bağrım yandı, gördüm Afganistan toprağını,
Bu memleketin tar-ü mar dağını, bağını.
Uyan, yırt artık, düşmanların casus ağını,
Afrika, Avrasya, başlat özgürlük çağını.
‘Çile çekmeyen bilmez’, derler, hikmetli sözdür,
Bağrım yandı, gördüm Afganistan toprağını,
Bu memleketin tar-ü mar edilmiş bağını.
Uyan, yırt artık, düşmanların casus ağını,
Nefsini köreltirsen, yeter, bir çul bir kilim,
Ancak, esir olursun, özentiyse eğilim.
Vatan bölünmez dedik, denizlerim, sahilim,
Şehadet gönüllülerine, ben de dahilim.
Cihadım, son nefese kadar varken mecalim,
Yardan, serden geçmeden kahraman olunmazmış,
Zira, düşman çevrende gezer, kudurmuş, azmış.
Canana söz geçirmemek, kahreden arazmış,
Bilinmez, kaderimizde Yaratan ne yazmış.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!