Sevenin gelmişine geçmişine...
Ayıpsa ayıp!
Böyle söylemiyordu Sezen ama
Ben hep dinlediğimde böyle derdim
Beni vuran her gidişin ardından
Yolcular geçiyor gönül hanımdan
Kimseyi tanımam el yazıyorum
Bir sayfa kopardım yalnızlığımdan
Sensizlik çok acı gel yazıyorum
Gözümün nezdinde kayboldu eşya
Kader yoldaş olmuş yolun başında
Gittim uzaklara kurtulamadım
Elemi okudum gözyaşlarında
Girdim tuzaklara kurtulamadım
Ne nefsi dinleyip yoldan şaşarım
gece karanlık çökünce
yüreğimin feryadıdır dökülen kağıtlara
ve sen
böyle bir şiiri yırttın dilruba
artık ne cumbalı ev saadetleri bıraktın aklımda
ne taşlı sahanlarında çıvıldaşan çocuk hayalleri
Bir pencere açtın,dünyaya baktım
Duran bir dereydim,çağladım aktım
Rüzgarla yarıştım,güneşle yaktım
Sadık öğretmenim selamım sana
Sende öğrendim dünyayı
Bir hançer varsa gönlümde
Bir ölüm varsa ömrümde
Bir canım varsa içimde
Alda git sebebi,bedeli sensin
Bir ateşsen,ben çırayım
Sana değil kalbini taşlaştıranlara düşmanım
Ve ne kadar büyük olursa olsun,tek taraflı olunca
Yalan olduğuu anladım sevdanın
Bir gün senden uzakta
Seni özleyerek ölüm bergüzarsa bana
İstemem arkamdan ağlayanım olsun
Bana bakarken mum ışığı gibi
Yakıyor gözlerin yüreğimi
Seni severken mum gibi titrek
Sokuluyorum gecenin koynuna
Sensiz kalırsam mum gibi tükenecek
Yaktığın ömrüm
-Bir gidişin önsöz'ü-
Gitmek düşüyor bana
Velveleleri arkamda bırakarak gitmek
Dans ederek,gülerek gitmek
Yapamayacağımı bilerek gitmek
Sen hiç sensiz kalmadın,sensizliği bilmezsin
Bu ne eziyettir yar,beklenir de gelmezsin
(23.08.2005)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!