Bu ayrılık benden gider
Gitsem de bir kalsam da bir
Şimdi düşüyorum gözlerinden
Düşmem yakar tuzunda bir
Yüzüm suya vuruşuydu
Bırakmışsın gece vakti sokaklara
Kaldırımlara basmış yorgundu ruhun
Beden olmuş geldi yanıma uzandı
Sen duydun mu başını göğsüme koydu ruhun
Fısıldarken buruk,küsmüş gençliğini
Masamdaki ikinci sandalyenin boş durması senin için
Seninle konuşurum ben gece yarıları
Komik bir şey anlatırsam gülersin
Kızarsam sessiz kalırsın
Anlarsın söylediklerimi sen kalbinle dinlersin
Bir bardak su gibi masada
Çöpleri almadan gitmiş kamyon bu gece
İçimde büyük bir ağırlık
Atılması gereken onca yorgunluk kalmış
Taş var göğüs kafesimin içinde
Başımın içinde bir taşla oturuyorum
Birisi gelmiş anlayamamış
Masmavi bir gökyüzünün altında
Yemyeşil bir ormanın içinden
Usul usul bir dere akardı
Derede bir gün bir balık görmüştüm
Kırmızı benekli alabalık demişlerdi adına
Ben onu görünce o bir kayanın altına kaçıp saklanmıştı
Göğe konmuş bir bulut
Toplar ikibinlerin acı gerçeklerini
Dostlarının acılarını toplar
Denizlerin tuzunu toplar
Derelerin tadını toplar
Çocukların gülüşünü toplar
Karlar altında bacadan çıkan duman gibi
Yuvasından çıkan karıncalar gibi
Ozanın boğazına dolmuş bir ince sesi gibi
Hapisten tahliye olan mahkum gibi
Göz damlaları çıktı yuvalarından çocuğun
Atılamayan iki yumruk ve söylenmeyen üç küfürdü...
Sigaraya nasıl başlarsan yıllar sonra da öyle içersin demişti bir serseri
İştahsız ve zaruri içiyorum şimdi
Yorgunluğu tatmamış serseri
Yazın son günlerinde
Yüksek tepelere teslimiyet getirir akşam rüzgarı
Anne bilmezler beni
Tanımaz insanlar
Sana anlattım yıllarca her şeyimi
Susmamın da altındaki sakınmayı sen anlarsın
Gözümün baktığı yeri sen görür
Kulağıma değen sesi sen duyarsın
Cebimde kalmış yarım paket sigaram
Ayakkabım fırlamış ayağımdan
Ben düşünce yere izin vermediler baba bedenimin taşınmasına
On dakika bekledim asker ile amcam arasında
Vatanımı koruduğuma inanırken vuruldum vatanımda bir yüzbaşının kurşunuyla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!