Güneş,sokağımı çoktan bırakıp gitmişti.
Lambaların sarı ışıkları,asfalta yol adını veriyordu.
Kaldırımlar,yollardan kısa bir ömür kadar yüksekti.
Ben balkonda oturuyordum.
Sessizlikti.
Geleceğe atılıyor bombalar
Ve ölen her çocuk,arkadaşına bırakıyor vasiyetini
Dolar sayıp tetiğe basan mahluklar,vurabilir mi rüzgarı?
Tanklar bulutları durdurabilir mi?
Bombalar güneşle başedebilir mi?
Yağmur benden önce yapmış hesabını
Kendimden önce adım gitmiş cadde boyuna
Gençlik gözyaşlarından sonra beyhudedir hayat
Sürüklenip gidiyorum akan suyla
Cadde boyunda bir oluğun koynunda
İstesem de yalnız kalamam ki ben
Sabah caddenin orta kaldırımında oturan dilenci çocuk
Dün okul bahçesinde düşen öğrenci
Geçen ay söyleşisini dinlediğim yazar
Kastamonu'nun köyü hep içimde
Ormanın ortasından o dere nasılda usulca akardı
Başımıza pembe kar düşecek bu kış
Hem de yeni yıla girerken
Iyi dilek değil coğrafi olay bu
O kadar kan aktı ki toprağa
Yıkandı sonra caddeler
Bir kısmı kurudu kanların
Hayalin de bir ağırlığı olmalı.
Hiç değilse hava kadar...
Sen diyemesem de
Elini tutamasam da
Gözlerine bakamasam da
Bu ayrılık benden gider
Gitsem de bir kalsam da bir
Şimdi düşüyorum gözlerinden
Düşmem yakar tuzunda bir
Yüzüm suya vuruşuydu
Bırakmışsın gece vakti sokaklara
Kaldırımlara basmış yorgundu ruhun
Beden olmuş geldi yanıma uzandı
Sen duydun mu başını göğsüme koydu ruhun
Fısıldarken buruk,küsmüş gençliğini
Masamdaki ikinci sandalyenin boş durması senin için
Seninle konuşurum ben gece yarıları
Komik bir şey anlatırsam gülersin
Kızarsam sessiz kalırsın
Anlarsın söylediklerimi sen kalbinle dinlersin
Bir bardak su gibi masada




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!