I-
ezgilerin dili ile çiziliyor kavgacı suretim…
II-
Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Devamını Oku
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim, onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Her güne denk elem imbiklemesi
Her geçen gün şiddeti kulak memesi kıvamında artan.
Diyelim ki Pazartesi1 Pazar7
Mısraları usulca gölgeye sığınan.
Acıları nakış nakış işlerken,hayatla dalga geçmeyi de başaran şairi kutluyorum.
şiir hakkında ilk mesajımda belirtmeyi unuttuğum bir hususu şimdi söylemek isterim..
şair, şiirin kurgusu için ciddi emek harcamış..sanatını bu kadar ciddiye alması takdire şayandır..
ahengi ve şiirselliği tartışılır ancak, bu emeğin saygı görmesi gerektiği tartışılmaz....
tebrikler..güzel şiir.. .duygular konuşmuş ..canlanmış..
burada yorum yazanlara sataşmak da bir tatmin yolu mudur?
eğer sadece bu yönümüzle bile insanların huzura ermesine sebep olabiliyorsak, ne mutlu bize...
aklıma ne geldi şimdi..
İngiltere'de, 19. asırda , arkadaşlarıyla beş çayını yudumlayan bir hatunun, çok bilmiş bir edayla arkadaşlarına şöyle bir cümle kurduğunu bir romandan hatırlıyor gibiyim;
'' Zenci erkekleri de bizim erkekler gibidir kızlar..sadece renkleri siyahtır, o kadar...''
ama o kadın, Filipin sahillerinde oturan siyahi bir büyücünün de yamyam arkadaşlarına;
'' İngilizler de bizim gibi kelle avcısıdırlar..sadece renkleri beyazdır o kadar..''' diyor olabileceğini düşünmemiştir bile...
mektubunuzda diyorsun ki; '' az ve öz yazın gayri''
üç-beş günde bir, hadi hadi her gün bir mesaj yazalım da;
iyi de...
bu sizin, dün on mesajda attığın çamuru nereye yapıştıralım...
yok birbirimizden farkımız; görün artık..
kendinizce sayfanın selahiyetini sağlamaya çalışıyorsunuz..
anladım anladım da;
bu mısır tarlasına geliçleri sökmek için girdiniz mi, çok dikkatli olacaksınız...boyu serpilmemiş mısırla geliç birbirine çok benzer..
geliç söküyorum diye tarladaki mısırları da sökebilirsiniz zira...
'HAYATIMI İKİYE BÖLÜYORUM..
Senin uğruna; bir gülüp, bir ölüyorum..
Umrund değilim, masumum ama..
Farkına varmadan ruhunun;
hayalinin kuytusuna dalıyorum.'
Şiire şiirle meşk eyledim.
Mehmet yusuflar
'
Her bir elem, bir alemin kapısı
Kalb-i inste, münderiçtir hepisi.
O, alemler, fetholunur sabırla,
Hakta sebat; şol cennetin tapusu!
Söylenecekler hem şiirde hem yorumlarda söylenmiş. Ekleyebileceğim tek şey şiir bütünlüğü içinde hesaba katmamız gereken şiir estetiğinin biraz eksikliğidir. Tabi bunu Cömert Yılmaz niteliğinde bir şair için söylüyorum. Sıradan bir şiir ve şair için bunu söylemeye gerek bile olmaz.
Güne düşen şiir bu köşedeki ortalamalardadır ve bana düşen şey elbette kutlamaktır. Kutluyorum...
Ölümü gerçekten anlayan bir kere diğil bin kere düşünür mevlana gibi hamıdım pitim yandım buyurmuş işte ölümü anlayan mübarek
Burası er meydanı , kendine güvenen girsin ;
Hürce çeksin gülbankini , muradına da ersin ...
Sâde karpuzcu değil , her branştan düşünenler ;
Bırakın , hayat hakkında , ilim ve fikir versin...
Set çekmekten vazgeçersen , elbet iyi edersin ...
Bu şiir ile ilgili 68 tane yorum bulunmakta