Doğru oku, doğru anla
Aklı kolla belâsından.
Yol alınmaz su-i zanla
Hayır gelmez molasından
Her olay olay değildir
Şairlik kolay değildir
Unut demek kolay gel bana sor bir de,
Unutamıyorum işte unutamıyorum,
Birşey var şuramda beni kahreden,
Şuramda tam yüreğimin üstünde,
Çakılı duran birşey var,
Elimde değil söküp atamıyorum.
Devamını Oku
Unutamıyorum işte unutamıyorum,
Birşey var şuramda beni kahreden,
Şuramda tam yüreğimin üstünde,
Çakılı duran birşey var,
Elimde değil söküp atamıyorum.
Taşlama derken ölçüyü kaçırarak karalayan, yaralayan sözlerle 'edeb'den uzaklaşılabiliyor.
Belki farkına bile varmadan.
Hem harika bir şiir hemde çok önemli bir uyarıda bulunumuşsunuz.
Nefsime diyerek oku kendinize doğrultsanız da ben payıma düşeni alıp başımın üzerine koyuyorum.
Teşekkürler saygıdeğer hocam, sözün ehli büyüğüm
Ümran Tokmak
'Kurt var diye koyun saklamayın' görüşünün aksine saklayın ama gerekli düzeni ve ihtiyaçları da tedarik edin Edinde kurda kuşa yem olmayın yada el aleme maskara olmayını ancak sizin gibi yüreği sevgi ve saygı ile dolu bir Usta Kalem ancak bu kadar güzel ifade edebilirdi. Tanımaktan ve okumaktan büyük mutluluk duyduğum Üstadımı yürekten kutluyor, kusursuz taşla/ma sını her güne başlangıçta okuyacağım dersler arasına alıyorum.
Saygılarımla.
Günümüzde, herkesin kendisine şair dediği bir ortamda ender şairlerimizden bir tanesi,
Bir özelliğini daha öğrendik; şefkatli ve kimseyi kırmak istemeyen bir yanı varmış…
Her ne kadar nefsine söyler
gibi yapsa da aslında “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” tarzında bir şey olmuş…
Yani kimseyi kırmamak adına kendine değil de bizlere güzel bir örnek sunmuş…
Hicivde sadece argo ve birisine vurgu yapmak gerekmiyor…
Bunun güzel bir örneğini vermişsiniz…
Şairlik zordur hocam herkes şair olamaz, onun ağırlığını kaldıramaz, taşıyamaz…
Şiir eğitimi herhangi bir fakültede verilmez ve bunun bir okulu da yoktur aslında…
Şiir eğitimi her şairin kendi başına alacağı bir eğitim olup onun öğretmeni diğer usta şairlerdir…
Şiir eğitimi; çok şiir okumanın adıdır…
Ruhunda şairanelik olan birisi şiir eğitimi almadan elbette eksiktir….
Yalnızca şiir eğitimi alarak şair olmak ise muhal ötesi batıldır…
Ancak ikisini belli seviyede birleştirendir ki şiir söyler ve söyledikleri tarihe kalır…
Bu ikisini birleştirme oranına göre de şairler büyük veya daha büyük olarak kategorilere ayrılabilirler...
Çünkü onlar üslup sahibi, söz geleneğinde yeni bir yol açan bahtiyar kullar olurlar…
Onlar Mevlana, Yunus, Karacaoğlan, Fuzulî, Galip ve diğerleri olurlar...
Onlar, gökkubbede adları hiç unutulmayacak olanlardır…
Demek istediğim şair olmak zordur hocam…
Sizden de öğreneceğimiz çok şey var…
Saygılarımla
ah ah yeni şiirler eklenmiş.::))). hepsini okumalıyım hemen .. saygılarımla. perinur olgun
Anlıyana nede güzel öğüt bunlar severek okudum
yüreğine sağlık kutlarım
Bu şiiri dün okudum. İki gündür bu şiirin anlamına yakışır iki cümle yazmak istiyorum olmuyor bir türlü. Saygıdeğer Ekrem Ağabeyimin sayfasına her uğradığımda böyle bir korku doluyor içime. Bu temiz, bu müstesna sayfada beni utandıracak bir belirti bırakırım kaygısı yaşıyorum. Allah aşkına haksız mıyım.
Değerli Ağabeyim, okul sıralarında bir öğretmenin öğrencilerine hece hece ders olarak verebilecek düzeyde özenle, emekle yazılmış bu muhteşem dizelerin önünde eğiliyor, yazan ellerinden öpüyorum.
Bu önemsiz dizelerimin yayınlandığı ilk anlarda sayfama uğrayarak görüş belirten Sayın Yusuf Ziya Karahasanoğlu Beye, Sayın Sevim Yakıcı, Sayın Nuray Alper Hanımefendilere hassaten teşekkürler ediyorum.
Basit sözlerime derin anlamlar yüklediler. Şiire müspet ve menfi yönleri ile şerh yazdılar. Edebî sanatlardan olan “Hiciv” in nasıl olması gerektiğini açıkladılar.
Sayın Karahasanoğlu, olayın detayına girmeden büyük bir edeb-i kemalâtla “abdestin tarifi” gibi derken neyi kastettiğini genç arkadaşlarımla paylaşmak isterim. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimiz çocukluk yaşlarında mescidin önünde abdest alırlarken yan tarafta, islâma yeni girmiş bir yabancının da abdest aldığını, ancak abdestte sıra, tertip, düzen ve sünnetlere uymadığını görürler. Ona abdesti öğretmek için:
—Amca, biz abdesti yeni öğreniyoruz. Bir bak bakalım yanlışımız var mı (veya hangimizin ki doğru) derler.
Sonra sıra ile abdest alırlar. Yabancı bakar:
—İkinizin abdesti de doğru, yanlış alan benmişim, der.
Bu bir eğitim/öğretim metodudur. Hiç kimse cahil yerine konmak istemez. Eğer orada “Sen bilmiyorsun, yanlış abdest alıyorsun” deselerdi o insanı kaybedebilirlerdi.
(Burada haddi aştıysak veya bir yanlışlık yaptıysak Sayın Karahasanoğlu lütfen bağışlasınlar.)
Sayın Yakıcı;
-Hiciv yazmayı, ele alınan konu hakkında sokaklara ait bütün argo kelimeleri kullanmak zannedenler,
-Hiciv yazmayı, muhatabına ağza alınmayacak hakaretler ederek mat etmek şeklinde düşünenler,
-Hiciv yazmayı öfkelerine mağlup olup içlerinin asıl rengini kusarak göstermek zannedenler,
-Hiciv yazmak ile kul hakkı arasındaki ayrımı fark edemeyecek kadar enaniyetlerinin esiri olanlar.
Şeklinde bir tahlil ve tasnif yapmışlar. Ben de hisseme düşeni aldım, korkusuz diyarların yiğit kızı. Teşekkürler.
Nuray kardeşimiz de aynı şekilde;
“en çok öfkelendiğim zamanlardan korkmayı öğrendim..” diyor. Bu sözün verdiği ders ve uyandırdığı etki şiirle falan verilemez. O zamanlar, kişinin gerçek kendisi olduğu zamanlardır.
Kap ters devrilmiş ve kapağı gitmiştir. Siyahla beyazın saklanamayacağı andır o an.
Size de teşekkürler omuzlarında çok büyük bir misyon yükü olan genç kardeşimiz.
Bu sayfalarda şiirlerin okunduğu kadar yorumların okunduğunu da biliyoruz. Bendenizin öteden beri karşı çıktığım beylik övgü lafları yerine şiirin tahlil ve tenkidi yapılmalı. Şairin bilerek veya bilmeyerek yaptığı hatalar ortaya konmalı. Yolunu şaşırmış, yanlış yöne giden birisine “doğru gidiyorsun” denir mi. Bu sayfalarda fikirler, edebi konular, sanatlar rahatlıkla tartışılabilmelidir. Hepimizin bir diğerinden öğreneceği çok şeyler var.
Bana yanlışımı söyleyen benim hocamdır, mürşidimdir. Mürşidlik de zaten irşad etmek, yanlıştan kurtarmak değil midir?
Gerek bu sayfada gerek şimdiye kadar yorumları ile ufkumuzu açan, önümüzü aydınlatan, bilgi ve birikimlerini bizlerle paylaşan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.
Değerli Ekrem Bey;
sayfanıza eklediğiniz bu esere övgüler yağdırmayacağım....
Sadece görüşlerimi paylaşacağım şiirle eşgüdümlü olarak...
Kalitesi de, övgüsü de şiirin muhtevasında zaten.
Şimdi;
-Hiciv yazmayı ele alınan konu hakkında sokaklara ait bütün argo kelimeleri kullanmak zannedenler,
-Hiciv yazmayı, muhatabına ağza alaınmayacak hakaretler ederek mat etmek şeklinde düşünenler,
-Hiciv yazmayı öfkelerine mağlup olup içlerinin asıl rengini kusarak göstermek zannedenler,
-Hiciv yazmak ile kul hakkı arasındaki ayrımı fark edemeyecek kadar enaniyetlerinin esiri olanlar.
Sizin sayfanıza uğramalı diye düşünüyorum.
Uğramalı ve HİCVİN'de -edep ten gelen edebiyatın bir dalı olduğunu görmeleri öğrenmeleri lazım...
Ama eline her kalem alan karacahillerin, üzüm salkımı dizer gibi mısra dizenlerin ŞAİR den sayıldığı bu zamanda hayranlıkla takip ettiğim ender sayfalardan birisiydi sayfanız..
geldim ben de kendi dersimi aldım.. Her okuyanın alması gerektiği kadar
saygımla
'Kızım sana derim, gelinim sen işit' babından, nefsinizi muhatap olarak, nefslere ışık olacak güncel bir rahatsızlığı âkilce bir uyarı metotu ile gönül hânemize işledik sevgili üstad.
'Abdestin tarifi' gibi nezih ve zarif uslubunuzla.
Şükranlarımla
Bu şiir ile ilgili 29 tane yorum bulunmakta