delikanlıydık
ter atmaya başlamıştı bıyıklarımız
nisan yağmurlarının ıslattığı mevsimlerde
yüreğimiz kamaşırdı milliyetçi fikirlerle
başımız üzeri vardı mavi kelebeklerimiz
hep yeni hayallere dalardı gözlerimiz
dudaklarımızda arabesk bir ıslık
sokaklarda volta atardık
derken mekan kılardık bir kahvehanenin önünü
otururduk bir bardak çay içmek için
kahveci hasan usta çayımızı ısmarlardı
bir kez daha bağrımıza basardık fakirliğimizi
ruhani havasını solurdu hislerimiz
semalara yükselen ezanların
göğe uzanan minarelerin
beş vakit cami köşelerinde uhrevi duygulara dalardık
tatardık murakabenin azami huzurunu
yanardık pişerdik dirilirdik
yeniden
dört nala kanat çırpan kuşların sesleriydik
saklardık fırtınalarımızı açık denizlerimizde
yeni rotalar çizerdik seyir defterine
aşılamayacak kadar yüksek
erişilemeyecek kadar uzak
izler bırakırdık ardımızda
kıvılcım almıştı bir kere vatan sevdası
her zaman yüreğimizde aşkıyla demlenirdi
öldürmedik hiç
ihanet etmedik devletimize
kavgalarımız kansızdı
1545 ti benim sicil numaram
karakolda tek ayak üstü dururduk hep
çok içli bir ezgiydi yanık türkümüz
efsunlamıştı bizi Türkiye ülküsü
güneşliydi her günümüz
dokuz ışık altında sevdaya benzer şeyler
her deminde neredeyse bir tarih yazıldı
yıllarca sürdü bu güzel yolculuğumuz
yorgun düştük kimi zaman
nasılını düşünmeye fırsat kalmadan
ağır bir darbenin bahanesine havale edildik
bir sürü işkenceyle tanıştı bedenimiz
etimizle tırnağımız arasından acılar sızdı
kızıl kanlar dolaştı tenimizde
kızıl elma ateşi örseledi zihnimizi
her şeyi gördük
gördüğümüz her şeyi olduğu gibi yaşadık
parmaklı pencerelerde yepyeni türküler besteledik
şarkılar mırıldandık
gece karanlıklarında ayazlara tutulduk
sinekkaydı tıraşlı yüzümüz soğuktan kıpkırmızı kesildi
bembeyaz oldu saçlarımız
gıcır gıcır fikirlerimiz dondu
zifiri karanlık mahzenlerde
asla korkmadık ölümden
milletimize deli gibi aşıktık
sevmiştik bir kere
sevmek de laf mıydı ?
mahşere götüren atlılara bindirildik
tekbirlerimiz yükseldi yedi kat göklere
yeniden yağmur olup yağdık toprağına Anadolu’nun
aşkların en güzelini tattık
sevmeye bağlı ayrılık sızısı yaşadık
bağrımızda sancı suretinde heyecanlar taşıdık
bin mevsimlere değer duygularımızdı
gönlümüzde çiçek çiçek yeşeren
şehrin ıssız sokaklarında
çığlık çığlık şimşeklerdi yüreğimizi çizen
bahar vaat eden muştular
gün doğuşu karasevdalara dönüştü
gerçekleşti en güzel kavuşmalarımız
gökle yer arasında
her sabah güneşle doğduk
ülkemin her karış toprağında
esti meltem rüzgarlarımız
cinayetlerin mağduru biz olduk
canımızı verdik Allah için
hiçbir kimsenin yaşamına son vermeden
hiçbir silahlı yönteme baş vurmadan
kalp güzergahımıza sıkıldı kurşun
ölümler yaşadık
kefen giydik
tabutta taşındık
mezarlarımız kazıldı tenha bir bahçede
tek tek ebedi istirahatgahlara uğurlandık
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 21.11.2021 12:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!